Bir ülkede Yargı her şey olabilir ama gülünç olmaz!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Aralık 6 2017
Tanınmış roman yazarı ve gazeteci Ahmet Altan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açılan, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “terör propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davada ilk kez hâkim karşısına çıktı. 5 Aralık günü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Altan, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS’le katılarak savunma yaptı.



“Ezip Geçmek” başlıklı köşe yazısındaki bazı ifadeler nedeniyle yargılanan Altan, aynı yazının “darbe” suçlamalarıyla yargılandığı davada da kanıt olarak gösterilmesine atıfla davada çelişkiler ve mantıksızlıklar bulunduğunu söyledi. Altan, darbe davasında kardeşi Mehmet Altan, gazeteci Nazlı Ilıcak ve dört diğer sanıkla birlikte 11 Aralık Pazartesi günü tekrar hâkim karşısına çıkacak. Her iki dava da İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülüyor.

Aynı yazı nedeniyle aynı mahkemede hem “Marksist bir örgüt olan PKK propagandası” yapmakla hem de “F..ö olarak anılan dinî bir cemaate destek” olmakla suçlandığını söyleyen Altan, mahkemenin her iki iddianameyi de kabul ederek bu durumu mantıken çelişkili bulmadığını ortaya koyduğunu söyledi. “Bir yazı düşünün ki hem cumhurbaşkanına hakaret ediyor, hem PKK propagandası yapıyor, hem devleti ele geçirmeye çalışmakla suçlanan dinî bir cemaati destekliyor, hem de askerî bir darbeyi gerçekleştiriyor,” diyen Altan “Bir yargı her şey olabilir ama gülünç olamaz. Gülünç olan bir yargı ölür” diye konuştu.

İnternette www.expressioninterrupted.com adresinde yayınlanan Altan’ın duruşmada yaptığı savunmanın tam metnini şöyle:

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi

Sayın Yargıç,

Türkiye’de bugün tutuklanan binlerce insana, bu insanlarla ilgili hazırlanan çelişkilerle dolu temelsiz iddianamelere, hapishanelerin muhaliflerin içine doldurulduğu “toplama kamplarına” dönüştürülmesine, tanıksız ve insafsız mahkûmiyet kararlarına baktığımız zaman, bu ülkede yargının büyük bir bölümünün gerçeklerden ve adaletten koptuğunu görüyoruz.

Bu yargı, sanki bir varoş lunaparkının “çarpıtılmış aynalar” çadırında varlığını sürdürüyor. O çadırda gerçeği gösteren hiçbir ayna yok. Bü

Bu haberler de ilginizi çekebilir