''Biz onu yeni tanımıyoruz''

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Mart 23 2020
''Bir kısmı hasetten –fesattan, bir kısmı İslamiyete ta temelden cibillî düşman olanların koalisyonu olan bir muarızlar topluluğu karşısındayız… İhâfe-ızrar, korkutma, işkence, hatta öldürme-yıldırma mengeneleri içinde kardeşlerimizi sıkıştırıyorlar. ZER (altın yani para, makam, şöhret) ve ZOR yolunu tercih eden bu şirzime, ehl-i hizmetin sadece Hizmetten vazgeçmesini istemiyor, o kadarcıkla tatmin olmuyor, asla yetinmiyor. Bilakis, ellerine verdikleri hançerleri bizim ciğerlerimize saplatıyor, ama yetmiyor. “Saplarken zevk alacaksın, şevk alacaksın yani aşkla sokup kanırtacak ve bundan büyük lezzet duyacaksın!” diyor''

Biz onu yeni tanımıyoruz
ABDULLAH AYMAZ | Samanyoluhaber.com

1960’ta tarihi bir câminin çevresinde yapılmış bir yurtta kalıyoruz. Oradan İmam-Hatip Okuluna gidiyoruz. İmam Hatip dışında her gün ayrıca yaz tatillerinde de iki ay devamlı kursta dersler alıyoruz. Kur’an Kursunda resmi hoca olmayanlara ders başına 10 lira eğer gece nöbete kalırsa 17,5 lira ücret veriliyor. Yemek saatlerinde orada bulunan hocalarımız öğrencilerle beraber yemek yiyorlar… Durum böyle iken 1966 şubatında camiye bir vaiz tayin edildi; her Cuma vaaz ediyor ve hutbe okuyor… Aynı zamanda bu cami bitişiğindeki yurda da müdür oldu. Her gün kurs talebelerine ve İmam-Hatipte okuyan oradaki yatılı öğrencilere de derse giriyor. Geceleri de hep nöbetçi oluyor. Zaten o geldikten sonra başka nöbetçi hoca kalmadı. Günlük on saat derse girmesi çok olmuştur. Tatil zamanlarında da öyle… Eğer hesap edecek olursak her gün için 117,5 lira ücret alması lazım. Hiçbir ücret almıyor. Öğrencinin yemeğinden yemiyor. Mecbur kalırsa ücretini veriyor. Hatta vaizlikten gelen maaşının büyük bir kısmını, izzet ve onurlarını rencide etmeyecek biçimde muhtaç öğrencilere öğrenci mümessili eliyle veriyor… Hak ve hukuka çok dikkat ediyor ve öğrencilere bu hususta sık sık irşadlarda bulunuyor. 

“Eğer arpa kadar başkasının hakkı üzerimize geçerse bunun hesabı ağır”  diye telkinlerde bulunuyor. O günlerde orta kısımda okuyan bir öğrenci arkadaşımız, izinde Alaşehir’e gidiyor. Oradan bir minibüsle yakın bir kasabaya bir arkadaşının ziyaretine gidiyor. 

Dönerken bakıyor,  parası çıkışmıyor. “Şoför amca param eksik, kimliğimi size bırakayım, evimizden paranın üstünü getireyim” diyor. “Evladım zaten cüzî bir şey kimliğin sen de  kalsın” diyor. Parayı bulup getiriyor. Adam “Sen nerde okuyorsun, şimdi böyle hakka hukuka riayet eden gençler kalmış mı?!” diyor. 

1967’de bir zelzele olmuştu. O y

Bu haberler de ilginizi çekebilir