Vahim güvenlik zafiyeti

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ekim 23 2015
Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) Başkanı ve eski emniyet müdürü Ercan Taştekin, terörle mücadelede önleyici çok büyük öneme sahip Yüz Tanıma Sistemi’nin (YTS) 17/25 süreci sonrasında atıl hale getirildiğini söyledi. Projede görev alan tüm teknik personelin başka birimlere atandığını belirten Taştekin, “Bununla da kalınmadı, yaptıkları çalışmalardan dolayı tüm teknik personel, idari cezalara çarptırıldı.” diye konuştu.
Vahim güvenlik zafiyeti

Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) Başkanı Ercan Taştekin, Ankara canlı bombalı terör saldırısı sonrası gündeme gelen Yüz Tanıma Sistemi (YTS) ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığınca 2013 yılı başında YTS’nin faaliyete geçirildiğini kaydeden Taştekin, daha sonra 81 ilin terörle mücadele şube müdürlüklerinde sistemin kullanıldığını söyledi.

YTS, 17/25 SÜRECİNE KURBAN EDİLDİ

Yüz Tanıma Sisteminin, yerli kaynaklarla kamu ve özel sektör işbirliğiyle yapılan uluslararası ölçekli milli bir proje olduğunu vurgulayan Taştekin, “Bu önemli sistem, MOBESE ve sınır kapılarına entegrasyonu çalışmalarına başlanması sırasında kamuoyunda 17/25 Aralık olayları olarak bilinen süreç patlak vermiş ve projede görev alan tüm teknik personelin, başka birimlere atanması ile çalışmalar sonuçsuz kalmıştır. Maalesef güvenlik bürokrasisi, bununla da kalmamış, yaptıkları çalışmalardan dolayı tüm teknik personel idari cezalara çarptırılmıştır. Sistemi çalıştırabilecek teknik personel kalmadığından da sistemin mevcut hali bile korunamamıştır. Milli güvenlikle ilgili bu denli hassas bir projenin tozlu raflara kaldırılması mevcut güvenlik bürokrasisinin, güvenlik hizmetleri açısından vazgeçilmez olan teknolojiye ne kadar uzak olduğunu ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı. 

YTS, ANKARA’DAKİ PATLAMAYI ÖNLEYEBİLİRDİ

Dünyada artık pro-aktif polislik anlayışıyla olayların meydana gelmeden önce önlenmeye çalışıldığını dikkat çeken Taştekin, “Maalesef istihbarat ve güvenlik birimleri ne Diyarbakır, ne Suruç ne de Ankara’daki patlamayı önleyememiştir. Bu eylemlerin gerçekleşmesi sonucunda meydana gelen tahribatın telafisi mümkün değildir. Mevcut durum ise güvenlik hizmetleri adına tam bir kara lekedir. Bırakın diğer tedbirleri, sadece yüz tanıma sistemi kullanılmış olsa bile bu vahim olaylar önlenebilirdi. Ama ne acıdır ki, bu ihmalin bedeli masum

Bu haberler de ilginizi çekebilir