Çekirdekler yavaş yavaş ağaca yürür...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ağustos 27 2018
“Üstad, Arapça Mesnevi-i Nuriyeyi İZÂH EDEREK ANLATTI. Ondan sonra serptiği o tohumlar her tarafa yayıldı. Risaleler 1960’dan sonra anlaşılmaya başlandı. O devirler zaten yazıp neşretme devri idi. Mânâya çalışan pek fazla yoktu.''
Abdullah Aymaz / samanyoluhaber.com
Çekirdekler yavaş yavaş ağaca yürür

Üstad Bediüzzaman  Hazretleri Risale-i Nurlar hakkında şöyle diyor: “Bu zamanda, bu asırda ne ihtiyaç varsa, o yazdırılmış. Ama hülâsası, çekirdekleri mânâsına…”

Mustafa Sungur Ağabey hatıralarını anlatırken diyor ki: “1954’ün yaz aylarında, bir gün yatsıya yakın Üstad odamıza teşrif etti. ‘Bir ihtar var. Size Arabî Risalelerimi ders vereceğim, yarın sabahtan itibaren başlayacağız’ dedi. Sevincimize hudut yoktu, sonsuz sürur duyduk. Ertesi sabah tesbihatı müteakip bizi çağırdı. Karşısında oturduk. Kendileri daima yatakta, yorgan yarı vücuduna kadar çekili bir halde bulunurdu. ‘Tesbihatı yaptınız mı?’ diye sordu. ‘Yaptık’ dedik. Evvela Arabî MESNEVİ-İ NURİYE’nin  Türkçe Mukaddemesini okuduk. Sonra kendileri Arapça mukaddemeyi okudular. Mesnevî’den de bir parça okuyup İZAH  ETTİLER.

“Ondan sonra her sabah devam ettik. Bazı yerlerini İZAH  EDE  EDE  okuyorlardı. Okuduğumuz bahisler münasebetiyle Üstadımız bu hakikatları ders aldığı zamanları  ve HATIRALARI hatırlıyor, bu hakikatları ders alırken geçirdiği ruhî, kalbi, fikrî seyr-i sülûkundan bahsediyordu.  O günlerde Üstadımızın dersinde bulunup, onun İZAHINA nâiliyetimizde sonsuz İlahî lütfuna karşı şükürden âciz olduğumu itiraf etmeliyim. Öyle bir hâlet-i haz ve sürura gark oluyorduk ki, tarif edilmez. Üstadımızın mübarek lisanından çıkan o derslerdeki cümle ve kelimelerin, ruh ve kalbimize, hatta bütün varlığımıza nurdan hüzmeler gibi intikal ettiğini hissediyorduk. O kelimeleri âdeta teneffüs eder ve içer gibi okuduğumuzdan; şimdi o halet ve o hatıraları anladık ki, akıldan ziyade ruh ve kalbimiz ders almışız. Üstadımız ikaz ve ihtarlarla akıl fikir ve gözümüze âşikârane mesâil-i nuryeyi İZAH  ETMİŞLER. Sonra irşadı ile bir derece aklım uyandı diyebilirim. Bizi hikmet ve mantık sahasına çıkardılar. Cenab-ı Hak ebeden

Bu haberler de ilginizi çekebilir