CÜNEYDİ BAĞDADİ

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Nisan 30 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih yeni köşe yazısında İslam büyüklerinden Cüneydi Bağdadi'yi köşesine taşıdı.
Meşhur veli Maruf-u Kerhî, Seyyid İmam Musa Rıza’nın feyzi  ile hidayete ulaşır. Maruf-u Kerhî, Seriyyü’Sakati’yi yetiştirir. O da yeğeni Cüneyd-i Bağdadî’yi…

Cüneyd, hicri 207 senesinde Nihavenet’te doğmuş, Bağdat’ta büyümüştür. Nihayette hicri 298’de Bağdat’ta vefat etmiştir. 

Çocukluğunu yaşadığı Bağdat’ta İmam Şâfî’nin talebesi Ebu Seriy’den fıkıh tefsir, hadis, kelâm gibi şer’î ilimleri okumuş, daha başka diğer din ulemasında muhtaç olduğu ikmâl edici bilgileri de elde ettikten sonra dayısı büyük veli, meşhur  zâhid Seriyyü’s-Sakatî’nin tasavvuf derslerine devam etmiştir.
Dayısı Seriy, Cüneyd ile ciddi meşgul olmuş, ona kazandırdığı nefis terbiyesiyle Seyyidü’l-Evliya (Velilerin Efendisi) şerefini sağlamıştır.

Ama hâlâ kendisinden emin değildir. Dayısının teklif ettiği nasihat ve irşad hizmetlerine bir türlü başlayamaz. Nihayet Efendimiz (S.A.S.) rüyasına girer ve tebessüm buyurarak: “Cüneyd artık, müminlerin arasına karış ve onlara ebedî hayat ait hakikatları anlat, ikaz olmalarına yardım et.” der. Bunun üzerine bu ikazdan mânen haberdar olan Dayısı Seriy, “Haydi, şimdi de vazifeden kaç bakalım!..” der. Ondan sonra Cüneyd-i Bağdadî, Bağdat, Basra, Kûfe ve Hicaz’a varıncaya kadar, bütün İslamî muhitlerde konuşur, ilim ve feyzinden umumun istifade etmesini sağlar.

Cüneyd, ilk seneler gittiği hac sırasında, maneviyat büyüklerinin Harem-i Şerif’te sohbet ettiklerini görünce, hemen yanlarına yaklaşıp bir köşeye oturarak onları dinlemeye başlar. Onlar, şükür mevzuunu görüşmektedirler. Her biri bir tarif  yaptıktan sonra Cüneyd’e: “Söyle bakalım Bağdatlı genç, Şükür nedir sana göre?” derler. 

O da: “Şükür, Allah’ın ihsan ettiği nimetlerle Allah’a isyan etmemek, o nimetleri haram olan yerde asla kullanmamaktır.” der.

<

Bu haberler de ilginizi çekebilir