Doğan Hızlan: Bugünkü dizileri izlemiyorum; erkekler mafya, kızlar hamile oluyor

Kitap okuma konusunda farkındalık oluşturmak için Başarı Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen 'Meydan Okuma' etkinliğinin ilk konuğu Eleştirmen-Yazar Doğan Hızlan oldu.

Eski ile bugünün şehir hayatını karşılaştıran Hızlan, bugünün dizilerinin de zengin yaşamı, vatandaşlara özendirmeye yönelik olduğunu vurguladı. Hızlan, dizilerin erkeklerin mafya, kızların ise hamile bırakılmasından ibaret olmasını 'vahim' olarak değerlendirdi.

Kitap okuyarak ve müzik dinleyerek çocukluğunu geçirdiğini belirten Hızlan, "Bu kadar çok kitap okuyunca bildiklerimi birileriyle paylaşmak istedim ve ilk olarak 1954 yılında 'Dağlarca' ile ilgili bir yazı yazarak yayınlanması için Forum Dergisi'ne gönderdim. O ilk yazım yayınlandıktan sonra yazı yazmaya devam ettim." dedi. Her çok satan kitabın iyi olmadığını her az satan kitabında kötü olmadığını belirten Doğan Hızlan, şunları kaydetti: "Her yerde bir AVM yapılıyor. Bu yapılan 'AVM'ler ile yapılan evler kaç katlı?' şehirlerdeki bu değişimlerle ilgili tüm kitaplar okunuyor ama Tahsin Yücel'in İstanbul'da bu olayı olağanüstü bir ironiyle anlattığı 'Gökdelen' adlı kitabı ihmal ediliyor. En çok satanları okuyacağız ama diğer kitapları da unutmayacağız. Selim ilerinin ilk kitabı 'Cumartesi Yalnızlığı'dır. O kitaptaki öz devam eden bir öz dür. Ustalık o kitaptaki özü çeşitlendirmek ve özün üzerine değişik şeyler yazmaktır. Selim İleri kitabında 'en çok satanlar rüzgârının gerçek edebiyatın filizlerini kırmaması için çaba göstermemiz gerekiyor' diyor. Yani bize burada; 'eskinin çok satanlar kitaplarını bugün alıp okuyoruz. Ama çok satanlar kurumunun geçmişten bugüne bir tarihine baktığımızda onların içinde bugün hiç birinin okunmadığını, bizi etkilemediğini ve bizim onu okurken boşa zaman geçirdiğimizi' anlatıyor. İşte kitap yazarları ve eleştirmenlere düşen görevler bu."

Geçmiş romanlardan biri olan ve başketteki evlerde yaşayan elit kesimin durumunu anlatan 'Ayaşlı ve kiracıları'nda anlatılanlar ile bugünküler arasında bir benzerlikler