Erdoğan için 'İstanbul’u kaybetmek ‘reisliği’ kaybetmektir'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Haziran 10 2019
“Erdoğan, lider olarak şef otoritesini, İstanbul belediye reisliği döneminde kurup geliştirdi. Onu çılgın projelerin reisi yapan projelerin çoğu İstanbul’da ya da İstanbul’dan geçiyor. Erdoğan için İstanbul’u kaybetmek demek, “İstanbul’u dönüştüren” reislik otoritesini kaybetmek demek"
Psikiyatrist Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) iptal kararının ardından 23 Haziran'da tekrarlanacak İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimiyle ortaya çıkan siyasal ortamın psikolojik durumuna ışık tuttu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın lider olarak şef otoritesini İstanbul belediye reisliği döneminde kurup geliştirdiğini belirten Kaptanoğlu, "Onu çılgın projelerin reisi yapan projelerin çoğu İstanbul’da ya da İstanbul’dan geçiyor. Erdoğan için İstanbul’u kaybetmek demek, 'İstanbul’u dönüştüren' reislik otoritesini kaybetmek demek" değerlendirmesinde bulundu.

Birgün'den Berkant Gültekin'in sorularını yanıtlayan Kaptanoğlu, "Sürekli seçim atmosferi toplumsal ruh halini ne yönde etkiliyor? İnsanlar keyfi ve hukuksuz kararlar karşısında nasıl düşünmeye başlıyor? Siyasetteki sert ve düşmanlaştırıcı üslup, halkın bilincinde ne gibi karşılıklar üretiyor? İstanbul seçiminin tekrar edilmesi hem toplumsal duygu durumu hem de iktidarın anlam örgüsü açısından ne anlama geliyor?" sorularını yanıtladı. Kaptanoğlu'nun açıklamalarının bir bölümü şöyle:

"2010 referandumu sonrasında yapılan hiçbir seçim veya referandumda iktidar, 2010’da yakaladığı oranda bir onay alamadı, aksine sürekli güç kaybetti ve toplumda seçim manipülasyonları, yolsuzlukları yoğun olarak tartışılmaya başlandı. Bu gün gelinen noktada, ülkenin büyük çoğunluğu seçimlerin adil ve özgür koşullarda yapılmadığına inanıyor. 


 
"Gitsin artık başımızdan' denilenler değişti, şimdi çanlar AKP için çalıyor"
"31 Mart seçimlerine giderken toplumsal ruh halimizi; 2010-2011 yıllarında başlayarak 2017 referandumuyla gittikçe yaygınlaşıp yerleşikleşen “Her şey daha kötü olacak, en azından daha kötü olmasın” düşüncesinin tanımladığını söyleyebiliriz. Bu karanlık gelecek düşüncesinin, kaygısının, rejimin hızla ot

Bu haberler de ilginizi çekebilir