Ezel ve Ebed Sultanı'nın Tahtına Yanaş

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Mayıs 13 2019
“Ey insan! Madem RAHMET böyle kuvvetli, câzibedar sevimli ve mededkâr bir sevimli hakikattır. Öyleyse, Bismillahirrahmanirrahim de, o hakikate yapış ve vahşet-i mutlakadan (herşeyden korkma, ürkme ve yalnızlık çekmeden) ve hadsiz ihtiyaçların elemlerinden kurtul. Ve o Ezel ve Ebed Sultanının tahtına yanaş ve o rahmetin şefkatiyle, şefaatiyle ve şualarıyla o Sultan’a muhatap, halil ve dost ol!”
Abdullah Aymaz / samanyoluhaber.com

Üstadımızın ifadeleriyle “Muhabbet, şu kâinatın varlığının bir sebebidir, hem şu kainatın (zerre zerre, kürre kürre) râbıtasıdır (birbirine bağlayan bir bağıdır); hem şu kainatın nurudur, hem hayatıdır.” Muhabbet böyle olduğu gibi, On Dördüncü Lem’a’nın İkinci Makamı Besmeleye dair Üçüncü Sırr’ında ifade edildiği üzere: “Şu hadsiz kâinatı şenlendiren bilmüşahede RAHMET’tir. Ve bu karanlıklı mevcudatı ışıklandıran, apaçık şekilde bilinmektedir ki, yine RAHMET’tir. Ve bu hadsiz  ihtiyaçlar içinde yuvarlanan mahlukatı terbiye eden âşikârdır ki, yine RAHMET’tir. Ve bir ağacın bütün heyetiyle ve imkanları ile meyvesine yöneldiği gibi, bütün kâinatı insana yönelten ve her tarafta ona baktıran ve yardımına koşturan apaçıktır ki, RAHMET’tir. Ve bu hadsiz fezayı  boş ve hâlî âlemi dolduran, nurlandıran ve şenlendiren, müşâhede ile sâbittir ki, RAHMET’tir. Ve bu fâni insanı ebede namzed eden, Ezelî e Ebedî bir ZÂT’a muhatap eden ve dost yapan, bedâhetle ortadadır ki, RAHMET’tir.

“Ey insan! Madem RAHMET böyle kuvvetli, câzibedar sevimli ve mededkâr bir sevimli hakikattır. Öyleyse, Bismillahirrahmanirrahim de, o hakikate yapış ve vahşet-i mutlakadan (herşeyden korkma, ürkme ve yalnızlık çekmeden) ve hadsiz ihtiyaçların elemlerinden kurtul. Ve o Ezel ve Ebed Sultanının tahtına yanaş ve o rahmetin şefkatiyle, şefaatiyle ve şualarıyla o Sultan’a muhatap, halil ve dost ol!”

İşte Hz. Süleyman Aleyhisselam, Saba Kraliçesi Belkıs’e gönderdiği mektubuna Bismillahirrahmanirrahim ile başladı ve sonra da şöyle dedi: “Bana karşı kibirlenmeyin, itaat ve teslimiyet göstererek bana gelin” (Neml Suresi, 25-30 âyetler) dedi.

Mülk ve melekût konusunda büyük mazhariyet sahibi olan Hz. Süleyman Aleyhisselam, Belkıs daha huzuruna gelmeden onun meşhur tahtını yanına getirmek istedi: Cinlerden mağrur ve iddiacı bir İFRİT; ‘Ben, dedi, ‘sen makamından kalkmadan onu sana getiririm. Benim

Bu haberler de ilginizi çekebilir