Dünyayı Gemini sağlam yap

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Mart 31 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı

HARUN TOKAK 




Çocukluğumuzun ramazanları hafızamızdan hiç silinmeyen yaz rüyaları gibi. 
Daha ilk günden bir Ramazan neşvesi sarardı fukara köyümüzü. 
Ruhaniyet yağardı toprak evlerin üzerine.
Göklerden melekler inerdi sanki. 
Sahur vakti, köyün yoksul evlerinin ışıkları bir bir yanardı.
Mehmet Hoca'nın lüks lambasının tıslamaları arasında hicaz-hüzzam karışımı kıldırdığı teravih namazlarının tadı hala ruhumdadır. 
İmanın bir gemi gibi olduğunu bazı mevsimlerde yenilenmesi gerektiğini o köy camisinde Mehmet Hocadan öğrendim.
Tavanda esrarengiz görüntüler oluşturan ışık ve gölgelerin altında, lüks lambasının tıslamaları arasında tatlı tatlı konuşurdu.
Bir keresinde çölün cesur çocuğu Ebu Zeri anlatmıştı.
“Mekke’de yenilgi yenilgi büyüyen bir zafere doğru koşuyordu Müslümanlar.” Diye başlamıştı konuşmasına; 
“Mekke’de yaşamak onlar için gün geçtikçe zorlaşsa da moraller yüksekti. 
Safa Tepesi’ndeki İslam’ın ilk ışık evi Daru’l-Erkam arı kovanı gibi işliyordu.
Her akşam, işinden gücünden ayrılıp cennete koşuyor gibi koşup gelenler, bu kutlu evin kendine has büyüleyici atmosferine dalıyor, arınıyor, cennet yamaçlarında geziyor gibi derin bir huzura eriyorlardı. 
Her an yeni bir gün doğuyor, her dem yeni bir bahar tülleniyordu. 
İlk müminler Nebiler Nebisi’nin cennet esintisi nefesiyle, güneşe tutkun altın sarısı başaklar gibi olgunlaşıyor, başkalarının da elinden tutma adına fikir sancısı çekiyorlardı. 
Ufukların Sultanı’nın sözle

Bu haberler de ilginizi çekebilir