[Harun Tokak] Secdenin Aydınlığı

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Ocak 14 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı

HARUN TOKAK 



Secdenin Aydınlığı

Soğuk bir kış gecesi... 
Perdeyi aralıyorum…
Evimizin önündeki sokak lambasının ışığı doluyor içeriye. 
Salonu aydınlatıyor; kanepeleri, halıları aydınlık elleri ile okşuyor, mutfağa doğru süzülüyor.
Dışarıya bakıyorum pencereden…
Gecenin üstüne kar yağıyor inceden. 
Yollar, ağaçlar kar içinde.
Canlı cansız her şeyin üzerine üç ayların füsun ışıkları yağıyor.

Üç ayların coşkusu sarmış her bir yanı.
Rabbimiz bazı günleri, geceleri, ayları üstün kılmış. 
Üç aylar o üstün kılınan aylardan. 
O aylar içindeki ulu günler, ulu geceler sıralanmışlar ellerinde meşalelerle bize doğru geliyor.
Gece sabaha yürüyor.
Derken sabah namazı vakti giriyor.
Eşimle birlikte namaza duruyoruz.
Evde olduğumuzda namazları cemaatle kılmaya özen gösteriyoruz.
Önceleri kızımızla, oğullarımızla daha kalabalık oluyorduk. 
Her biri bir yere dağıldı.
Evde iki kişi kaldık.
Namazdan sonra dualarımızı yaparken eşim apansız boşanan yağmurlar gibi gözyaşlarına boğuluyor.
“N’oldu?” diyorum. 
Ağlamaktan konuşamıyor.
“Ağrın mı var?” 
Başını “hayır” anlamında iki yana sallıyor.
Biraz sakinleşince konuşmaya başlıyor.
“Uzun zamandır namazlarımı secdeye gidemeden kılıyorum.” diyor. 
“Dizlerim secdeye gitmeme izin vermiyor. Bu benim çok ağrıma gidiyor. Secdeye gidenl

Bu haberler de ilginizi çekebilir