[Hüseyin Odabaşı] Bunker siyaseti

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Haziran 8 2022
Bunker siyaseti korku siyaseti demektir.
HÜSEYİN ODABAŞI

Bunker siyaseti korku siyaseti demektir. Bunkerler Arnavutluk'u, Arnavutluk da halen daha Enver Hoca’yı zulümleriyle hatırlatmaya devam ediyor.  Geçen ay bazı dostlarla beraber Arnavutluk’a ziyarette bulunduk.  Enver Hoca’nın ölümünden (1985) ve rejiminin sona ermesinden yıllar geçmiş olsa da bunkerler bize Enver Hoca’nın kendisi ve rejimi hakkında fikir veriyor. 

Bu tür kötü hatırlatma veya hatırlanmayı Sadi Şirazi’nin Bostan ve Gülistan’inda anlattığı bir hikayesine benzetiyorum. Orada anlatıldığına göre adamın biri öyle bir iş yapayım ki insanlar beni öldükten sonra dahi hatırlasın, unutmasınlar diye tutmuş zemzem kuyusuna küçük abdestini yapmış, iyi mi! Zalimler veya ahlaksızlar da yaptıklarıyla hatırlanabilirler. Fakat nasıl hatırlandığımız daha önemlidir. Evet Enver Hoca’yı da hatırlıyoruz fakat Sadi'nin hikâyede anlattığı zemzem kuyusunu kirleten kötü bir zat gibi zalim olarak hatırlıyoruz. 

Enver Hoca, Arnavutluk'un olur olmadık yerlerinde karşımıza çıkan yedi yüz bin adet bunker yaptırdı. “Eşek ölür kalır semeri; insan ölür kalır eseri.”  Bir devletin başkanı olma gücüne sahip olmuş birinin daha hayırlı eserler bırakması da mümkündü. Fakat her insan kendi karakterine göre eser bırakır.  

Enver Hoca korku siyaseti takip etmek için, bunker adında sığınaklar yaptırdı.   “Her an düşman işgaline uğrayabiliriz” duygusunu halka pompalamak içindi bu bunkerler. Enver Hoca, bir milleti dikta ile idare edip sömürmek için düşman korkusu ile kendine muhtaç ve mecbur etti. “Düşman çok ve her taraftan saldırabilir dolaysıyla benim himayeme mecbursunuz” demeye getirdi.  Tabi bir milleti basit bir sözle veya soyut bir propaganda ile düşmanın amansız ve imansız olduğuna inandırıp dolaysıyla kendi idaresine mecbur ve mahkûm hale getiremeyebilirdi. Bunkerler gibi somut ve görü

Bu haberler de ilginizi çekebilir