Kader-i İlahi cihetinden bakmak

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ekim 24 2022
Günümüz Türkiye’sinde Tiran ve avanesinin sebebiyet verdikleri felaketler için kadere imanı kullanmaları, bu iman hakikatinin kendi menfaatlerine ve zulümlerine alet edilmesinden başka bir şey değildir.
PROF. DR. OSMAN ŞAHİN 

Günümüz Türkiye’sinde Tiran ve avanesinin sebebiyet verdikleri felaketler için kadere imanı kullanmaları, bu iman hakikatinin kendi menfaatlerine ve zulümlerine alet edilmesinden başka bir şey değildir. Bu zalimler, her türlü dini argümanı kötüye kullanmak suretiyle insanları dini değerlerden ve iman hakikatlerinden uzaklaştırmaktadırlar. Kadere iman asla onların zulümlerine meşruiyet kazandırmamaktadır.

Maalesef, menfaatleri için her türlü hak ihlalini kendilerine mübah gören bu alçak güruhun bu hallerine ve kaderi yanlış kullanmalarına bakarak çokları kadere iman hakikatini inkâr etmekte veya kadere imanın insanlara vadettiği büyük fayda ve meyvelerden mahrum kalmaktadırlar.

Başa gelen belalarda ve felaketlerdeki ilahi kaderi görüp düşünebilmek çok önemlidir. “Kadere iman eden kederlerden emin olur” hakikati insanları çok büyük dertlerden kurtarıp daha dayanıklı olmasına ve hadiselerle başa çıkabilmesine imkân sağlarken “kadere isyan eden başını örse vurur kırar” düsturunda beyan edildiği gibi hadiselerdeki kader boyutunu ve bundaki hikmetleri göremeyen veya kadere isyan eden insanlar hadiselerin altında ezilmekten kurtulamazlar ve durmadan kayıp üstüne kayıp yaşarlar. 

Altı iman esasından bir tanesi olan kadere iman ile iman tamamlanmış olur. Bu altı esas bir bütündür ve parçalanamazlar. Yani, bu altı esas birbirlerini gerektirirler ve birbirlerini ispat ederler. Bunlardan biri inkâr edildiği zaman insan mü’min olamaz. Bu hususu Hazret-i Üstad Meyve Risalesi’nde detaylı olarak ele alıp ispat etmektedirler. Ayrıca, kadere iman cüz-i iradeyi inkâr etmemekte, insanın iradesini elinden almamakta, sebeplere riayet edilmesini engellememekte ve dolayısıyla insanları yaptıklarının mesuliyetinden kurtarmamaktadır. Kader ve cüz-i irade arasındaki dengenin nasıl olması gerektiği konusu ise Yirmialtıncı Söz olan Kader Risalesi’nde çok güzel bir şekilde ortaya konmakt

Bu haberler de ilginizi çekebilir