Konya hayatım (Hicret ruhu)

         Hizmet’te hicret ruhu yavaş yavaş gelişti. Tedricilik çok önemlidir. 1919’da yazılan Lemaat Risalesi’nde Üstad Bediüzzaman Hazretleri  bu hususta diyor ki:

         “Bazılara Bir  An,  Bin  Senedir:

         Fıtratların bir kısmı birdenbire parlıyor. Bir kısmı tedricidir, şey’en şey’en  kalkıyor. İnsan tabiatı ikisine de benziyor. Şartlara bakıyor, ona göre değişir. Bazan tedrici gider. Bazan dahi oluyor barut gibi zulmânî, birdenbire fışkırıyor. Nûranî bir nâr (ateş) olur. Bazı olur bir nazar, kömürü elmas ediyor. Bazı olur, bir temas, taşı iksir ediyor. Bazı Hz. Peygamberin bir nazarı (bakışı), birdenbire bedevî bir câhili, bir münevver ârife kalbeder. Eğer bir ölçü istersen; İslâmdan evvel Ömer, İslâmdan sonra Hz. Ömer… Birbiri ile kıyası: Bir çekirdek, bir ağaç… Bir anda verdi semer (meyve)… O  Hz. Peygamberin nazarı, onun Peygamber himmeti, Arap Yarımadasında kömürleşmiş fıtratları, elmaslara kalbetti. Birdenbire, baştan başa…  Barut gibi simsiyah ahlâkları parlattırdı da oldular birer nur-ı münevver…”

         İlk zamanlar İzmir’de ışık evler hep üniversite ve liselerin hemen yakınında idi. Öğrenciler oralardan yürüme mesafesinden gidip geliyorlardı. Ama Hizmet genişleyince İzmir’in Altındağ, Gültepe gibi yerlerinde de halktan insanlarımız kendi bölgelerinde ışık evlerin açılmasını istediler. O evlerin başına ağabeylik yapacak Üniversite öğrencileri göndermek gerekti. Tabii oradan birkaç otobüs veya minibüs ile gidip gelmeleri gerekiyordu. Bu da bir fedakârlık hatta cefâkarlık istiyordu. Böylece hicret ruhunun tohumları atılmış oluyordu.

         1982’ye gelince, bu sefer İzmir’den Türkiye’nin bütün bölgelerine hicretler oldu.

         1992’de ise o zamanda bütün dünyanın bölgelerine hicretler  başladı…

Ben 1983 Kasım ayında Konya'ya hicret etmiştim…  Konya'da çok büyük kapasiteye sahip vakıflar vardı. Hizmet adına da İbrahim Büyükoyuncu Dede, “Büyükkoyuncu Vakfı”  isimli  bir vakıf kurmuştu. Bunun içinde meşhur vakıfların bütün vakıf senetlerini alıp yapacakları hizmetlerin ve hedeflerin hepsini Büyükoyuncu Vakfı'nın hizmet alanlarının içine almışlardı. Mahkemenin hâkimi karar verirken Büyükoyuncu İbrahim Dede'ye  “Sen bu vakıfla sadece bir devlet kuramazsın. Bunun dışında her şeyi yapabilirsin artık! ” demişti.

Vakfımızın hedefleri çoktu ama imkanları yoktu. Yerine göre telefon parasını ödemekte bile zorluk çekiyorduk. Çünkü Konya halkı hayırseverdi ama hep himmetleri cami inşaatlarına, Kur'an kurslarına, imam hatiplere ve yüksek İslam enstitülerine, ilahiyatlara gidiyordu. Bizim vakfın açtığı ışık evler, yurtlar, okullar ve öğrencilere verilen burslar onların pek hayır işleme anlayışlarını tam uygun görülmüyordu. Pek hayırdan sayılmıyordu.

Onun için ilk zamanlar Konya'da maddi güç olarak zayıftı. Hatta Hizmet’i bilen narkotikçi polisler, Konya'nın hayırseverlerine Hizmet’in ve Hizmet evlerinde ve yurtlarına kalan öğrencilerin koruma altında olduğunu söylediler. Eğer gençler böyle seralarda korunarak yetiştirilmezse kendilerini büyük tehlikelerin beklemekte olduğunu birer narkotikçi olarak anlattılar. Ve uyuşturucu artık ortaokullara kadar indi diyerek izah etmeye çalıştılar.

Konya'da üniversite hazırlık dershanesi açmak için uğraştık. Fakat karşımızda çok büyük ve meşhur rakipler vardı. Bilhassa matematikçi İsmet Bey ile kimyacı Haşim Beylerin Yönteş Dershanesi  en üst konumdaydı. O zaman bizim kurs hocalarının moralini bozmak için propaganda mahiyetinde sözler yayıyorlardı. Arkadaşlara  “Hiç merak etmeyiniz. Biz onların hepsini geçeriz. Sizin her biriniz üniversite birinci sınıfından itibaren ders veriyorsunuz. Yaz tatillerinde zümrelere katılıyorsunuz. Mehmet Yavuzlar gibi Türkiye çapında başarılı olduğu bilinen kimya derslerinin hocalarından ders alıyorsunuz. Onlar bütün tecrübe ve bilgilerini sizinle paylaşıyorlar. Kısa zamanda hepsini geçeriz inşallah”  diyordum. Gerçekten öyle oldu. Mehmet Yavuzlar'ın  Konya Anadolu Lisesi'ne tayini  zaten onun tanınmasına vesile oldu. Ardından dershaneye Yavuzların  katılması Konya Liselerinin başarılı öğrencilerini bize çekti. Üniversite giriş imtihanlarındaki müthiş başarılar,  ard arda yeni dershaneler açmamıza, Konya'da bir numara olmamıza Allah'ın izniyle vesile oldu. Cenab-ı Hakk'a sonsuz şükürler olsun.