Kur'an'ın canlı tefsiriyle 'İstişare'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Temmuz 17 2019
Şûra, istişâre ve meşveret konuları ele alınırken, muhakkak ki, Kur’an’ın birinci ve en isabetli müfessiri Hz. Muhammed Aleyhisselam ve Kur’an’ın canlı tefsirleri olan Sahabe Efendilerimizin bu husustaki icraatlarına bakmamız ve kendi istişarî konularımızı bir siyer felsefesiyle ele alarak Asr-ı Saadete dikkat etmemiz gerekmektedir.
Kur'an'ın canlı tefsiriyle 'İstişare'

Safvet Senih - Samanyoluhaber.com 

Şûra, istişâre ve meşveret konuları ele alınırken, muhakkak ki, Kur’an’ın birinci ve en isabetli müfessiri Hz. Muhammed Aleyhisselam ve Kur’an’ın canlı tefsirleri olan Sahabe Efendilerimizin bu husustaki icraatlarına bakmamız ve kendi istişarî konularımızı bir siyer felsefesiyle ele alarak Asr-ı Saadete dikkat etmemiz gerekmektedir.

M. Fethullah Gülen Hocaefendi bu meseleyi misalleriyle şöyle ele almaktadır: “Efendimizin (S.A.S.) bütün hayat-ı seniyyelerinde ŞÛR ’ya verdiği önem ve değişik yaş ve baştaki insanların görüş ve düşüncelerine saygı da üzerinde durulması icap eden başlı başına bir mevzudur.

“Evet, o, hemen her zaman başkalarının düşüncelerine başvurur… Herkesin fikrini alır ve şûrâ yoluyla alternatif plân ve projeleri daha sağlam bir zemine oturtma yollarını araştırdı. Bazen rey ve görüş sahiplerine birer birer düşüncelerini açarak, bazen de rey sahiplerini bir araya getirerek kararların Kollektif  Şuura (ortak akla) dayandırılmasına fevkalâde önem verirdi.  Şimdi isterseniz bu hususu tenvir edecek birkaç örnek arzedelim; sonra da konuyu noktalayalım:

1-İfk Hâdisesi (Münafıkların  işe Validemize iftira vak’ası) münasebetiyle  Hz. Ali, Hz. Ömer, Zeynep binti Cahş ve Berîre gibi pek çok sahabî (R. Anhüm) efendilerimizle istişâre etmişti. Hz. Ali Efendimiz, (Rasulullah’ın) içinde bulunduğu sıkıntıdan sıyrılması istikametinde reyini izharda bulunmuş; Hz. Ömer, Zeynep ve Berîre gibi pek çok mübarek zevat ise   işe Vâlidemizin muallâ ve müzekkâ olduğu (gerçeği) üzerinde durmuşlardı. Hatta, senet açısından tenkit edilse bile, bu istişâre münasebetiyle, Efendimiz ve Hz. Ömer arasında şöyle bir lâtif muhaverenin cereyan ettiği kaydedilir:

“Allah Rasûlü, Hz. Ömer

Bu haberler de ilginizi çekebilir