Kur’ân-ı Kerim'i okuma ve anlama

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Kasım 17 2017
''Dünya hayatı; sadece görüp bilmek, yiyip içmekten ibaret değildir. O, öğrenmek ve öğretmek, duyarak yaşamak ve hissetmektir. Bilenler, duyarak yaşayanlar dünyada dâima faydalı olmuşlardır. Biliyoruz zannedenler, kulaklarını Hakk’a tıkayıp duymayanlar, gerçeklere karşı dilsiz, kör ve sağır olanlar, dünya lezzetlerine dalıp âhireti unutanlar daima zararlı olmuşlardır. ''
 Rabbimizin ilk emri oku ise, demek ki üzerinde durmak ve düşünmek gerekir. İslâm’ın ve insanlığın en büyük düşmanlarından birisi cehâlettir. Cehâletin zıttı da ilimdir. İlim, okumakla elde edilir. İnsan, ilimle cehâletten kurtulur. Demek ki, en önemli vazifelerimizden biri okuyup ilim öğrenerek, âmâl-i sâlihada bulunmaktır.
     
Birinci derecede okunması gereken en önemli kitap, şüphesiz Rabbimizin kelâm sıfatı olan Kur’ân-ı Müciz-ül Beyan’dır. Bilâhere Allah’ın kudret ve irâdesi ile yarattığı Kâinat Kitabı’dır. Bu iki kitabın okunması ve muhtevâsının anlaşılması, bunları en iyi anlayan ve anlatan, örnek olarak yaşayan ve tebliğ eden Efendimiz Hz.Muhammed’i (sav) fevkâlbeşer yönüyle çok iyi tanımaya ve anlamaya, O’nun (sav) rahle-i tedrîsinde yetişen Âl-i beyt’i ve yıldızlar kadar parlak ve nuranî Sahâbe-i Kirâm Efendilerimizi tanımaya bağlıdır. 

Onun için dünya ve ahiret mutluluğunun kazanılması, dertlerimizin çözümü, hayallerimizin gerçekleşmesi, insanlığın iftihar Tablosu Efendiler Efendisi Hz.Muhammed (sav)‘in rehberliği yani, sünnet-i seniyye’nin ihyâsı ile mümkündür. 
       
Efendimiz’in (sav) en birinci ve en önemli vazifesi, Rabbimizi  tanıtmak ve sevdirmek olduğu gibi, bizim de en birinci vazifemiz Allah ve Resulullah’ın emanetine sahip çıkıp onları hoşnut etmenin yanında; tıpkı Sahabe Efendilerimiz (r.anhüm) gibi hakkı tutup kaldırmak ve onu muhtaç gönüllere taşımaktır. 
     
Kur’ân-ı Mûciz-ül Beyan‘da Efendimiz‘in (sav) insanlara hakkı duyurma mevzuundaki fevkalâde hassâsiyet ve samîmiyeti şöyle anlatılmaktadır:
Cenab-ı Hak, Kehf suresi 6.ayette; “(Habibim) Şimdi, bu söze inanmazlarsa, demek sen onların ardına düşüp nerdeyse kendi kendini yiyip tüketeceksin!”

Şuara suresi 3.ayette ise; “(Habibim) Onlar iman etmiyor diye, üzüntüden nerdeyse kendini yiyip tüketeceksin.” Buyurmaktadır.

<

Bu haberler de ilginizi çekebilir