Kuş sevgisi savaş tanımadı (Özel - Tematik)

Suriye'de devam eden iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan birçok mülteci ülkemizdeki yeni yaşamlarına alıştılar. Suriye'den hobilerini de beraberinde getiren sığınmacılar var. Muhammed Ferhad da bunlardan biri. İç savaştan kaçarak Adıyaman'a yerleşen Ferhad, Suriye'de beslediği kuşlarını da beraberinde Türkiye'ye getirmiş.

Suriye ordusunda eski bir asker olan Muhammed Ferhad, küçük yaştan itibaren beslediği kuşlarından, savaşın, yaşadığı şehri vurduğu zamanda da ayrılamamış. Evinde beslediği kuşlarını bir kamyonete koyarak Türkiye'ye getirmiş. Kendilerine sağlanan çadır kamptaki yeni ortamlarında kuşlarını beslemeyi sürdüren Ferhad, çadırın bir bölümünde ailesi ile yaşarken, diğer bölümünü ise kuşlarına ayırmış. Birçok Suriyeli gibi Ferhad ailesi de savaşın izlerini sarabilme adına kendilerine tahsis edilen çadır kentte yaşadıklarını unutmaya çalışıyor.

"SURİYE'DEYMİŞİM GİBİ RAHATIM"
Ferhad, kuşları Türkiye'ye getirmesine izin verenlere minnettar olduğunu belirterek, şunları söylüyor: "Bu kuşlarım Suriye'deydi. Küçük yaştan beri kuş besliyorum. Kuş beslemeyi çok seviyorum. Savaştan sonra Türkiye'ye geldik. Türk halkına ve yöneticilerine, herkese şükranlarımı sunuyorum. Buraya hem çoluk çocuğumuzu, eşimizi, çocuğum gibi gördüğüm kuşlarımı getirme imkânı verdiler. Çoluk çocuğum nasıl yanımdaysa bunlar da benim yanımda. Sanki ülkem Suriye'deymişim gibi rahatım. dedi.

"KADIN VE ÇOCUKLAR CEZAEVİNDE"
Suriye'de yaşadıklarını da anlatan Muhammed Ferhad, evlerinde otururken üstlerine füzeler ve varil bombaları atıldığını; Suriye'den çok zor koşullar altında çıktıklarını kaydetti. Ferhad, "Bizi adeta işgal ettiler. İsrail'in Filistin'i işgal ettiği gibi işgal ettiler. Ordu köylerimize girdi, evlerimizi yağmaladı. Çocuklarımızı öldürdü. Karşılaştıkları her şeyi yaktılar. Eşimizi, çoluğumuzu çocuğumuzu, taşıyabildiğimiz eşyaları yanımıza alarak gece gündüz yürüyerek Türkiye sınırlarına ulaşabildik." şeklinde konuştu.

Ferhad, Suriye'deki savaşın sözle anlatılamayacak kadar kötü ol