Mehmetçik kanıyla poker oynamak...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Şubat 1 2018
Dış düşmanlara karşı savaş açmak, halkı peşine takmak, makamı tehlikede olan her diktatörün en emin sığınağıdır.
VEYSEL AYHAN- TR724.COM

“Son 30 yıla bakın ne zaman huzur umudu, kardeşlik iklimi pekiştiyse, ne zaman hükümet hak ve özgürlükler alanını genişletmeye çalıştıysa bu tür olaylar başladı. Silah tüccarları, savaş baronları çözüme karşı direniyor. Şehit cenazeleri üzerinden siyasi rant peşinde koşanlar çözüme karşı direniyor. Sessiz kalanlar cinayete ortaktır.”

Erdoğan’ın 2010 Haziran’ında çözüm süreci masasını kurarken ettiği bu sözleri bir kenara koyup yazıya geçelim.

DIŞ DÜŞMANA KARŞI KENETLENME

Dış düşmanlara karşı savaş açmak, halkı peşine takmak, makamı tehlikede olan her diktatörün en emin sığınağıdır.

Bu, ilk değil. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP tek başına iktidar olamayınca Erdoğan, çözüm süreci masasını devirmişti. Ülke kan gölüne dönmüş, binlerce sivil, asker ve polis ölmüştü. Sonrasında, “Tek partiyi iktidar yapın terör bitsin” diye propaganda yapılmış ve sonuç vermişti. Halk ‘korku belası’ tekrar AKP’ye sığınmıştı.

Halk desteği kendi kontrolündeki kamuoyu araştırma şirketlerinde bile ‘düşük’ çıkan Erdoğan, ‘7 Haziran’ filmini tekrar vizyona soktu.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong-Un’in bile ülkesini bu kadar rahat savaşa sokacağını sanmam. Yasama-yürütme-yargı ve de medya tamamen Saray’ın kontrolünde. Einstein’ın “Propagandayla zehirlenmedikleri sürece, kitleler asla savaş düşkünü değildir” sözü doğrulandı. Medya ve propaganda gücü öylesine etkili oldu ki başta CHP olmak üzere ne kadar ‘muhalif’ varsa savaş tamtamcısı oldu.

‘Barış’ diyen soluğu karakolda alıyor. Yüzlerce kişi sadece ‘barış’ dediği için göz altına alındı. Savaşa hayır diyen 170 akademisyen ve

Bu haberler de ilginizi çekebilir