MİT "raporlarımız delil değil" diyorsa ByLock nasıl delil oluyor?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Aralık 5 2016
15 Temmuz darbe girişiminden sonra 100 bini aşkın gözaltı, 40 bin tutuklamaya gerekçe yapılan Bylock yalanında ısrar sürüyor. En son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP’li milletvekilleriyle buluşmasında ByLock’un soruşturmanın en önemli ayağı olduğunu söylerek, “Kimse ByLock’tan yakalanıp da gelip bana ağlamasın. ” dedi. Oysaki Hürriyet’in manşetten verdiği ve Bylock yazışma programının sahibi David Keynes’in ifşaatları, hükümetin binlerce insanı haksız hukuksuz tutukladığını ortaya koymuştu.
MİT "raporlarımız delil değil" diyorsa ByLock nasıl delil oluyor?
Bylock'la ilgili yalanlar ve gerçekler

Onlarca kez çürütülmüş iddiaları tekrar ısıtmanın tek anlamı olsa gerek. ‘Tutuklamalara gerekçemiz yok, Bylock var.’ Yani ‘haksızlık yaptığımızı biliyoruz’ diyor her konuşan.  İktidar çevreleri ve sulh cezaların buna rağmen ‘elimizdeki tek delil’ dedikleri Bylock’a sarılmaları bundan. Bunu savunanlar cadı avı, tutuklama ve fişlemeleri savunuyor. Neydi bu Bylock ve bugüne kadar hangi gerçekler ortaya çıktı birlikte bakalım.

Bylock isimli haberleşme programı, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından gündemimize girdi. Belli ki karanlık bir odak bu programı kullananları daha önceden pek de net olmayan şekilde tespit etmiş, tüm kullanıcıları yaşam tarzları, düşünceleri ve sosyal çevresine göre fişleyip gruplandırarak darbeye kurban edeceği kitleyi belirlemiş.

BYLOCK LİSTESİ DEVREYE ALINDI, ÇÜNKÜ KURBANLAR BELLİYDİ

16 Temmuz sabahı önceden fişlenmiş 3000 hakim savcı listesi aniden ortaya çıkarıldığı gibi diğer kamu görevlilerini tasfiye etmek için Bylock listesi devreye sokuldu. Kamuoyunu bu kumpas listelerinin önceden hazırlanıp sonra da darbe planının devreye sokulduğu gerçeğinden uzaklaştırmak için de birbirinden uçuk Bylock haberleri servis edilmeye başlandı. Kara propagandayı yöneten odak o kadar özgüvenli ve hoyrattı ki aynı medya mensubunun aynı gazetenin aynı kamu görevlisinin birbirine 180 derece zıt teoriler ileri sürmesine aldırmıyordu. Önemli olan, kamuoyunun kamudaki tasfiyelerin tamamen keyfi, zalimce ve hukuk tanımaz olduğu gerçeğinden uzaklaştırmaktı.

MİT ERGENEKON’DA BU YAZIYI GÖNDERMİŞ: RAPORLARIMIZ DELİL DEĞİL!

MİT raporladı denen Bylock’un hukuken varlığı tartışıla dursun, bir de fişleme raporlarının mahkemelerde, hukuk nezdinde ne kadar delil olduğu meselesi var. Ergenekon davasının 32. celsesinde 25 Aralık 2008’de MİT, örgüt ile ilgili delillere istinaden İstanbul 13. Ağı

Bu haberler de ilginizi çekebilir