Mucizelerle imtihan ve Miraç

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ocak 26 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Prof. Dr. Osman Şahin'in yazısı
PROF. DR.OSMAN ŞAHİN

MUCİZELER İNKAR EDİLEMEZ 11

Önceki yazıda, Kur’an’daki bazı ayetleri yanlış yorumladıkları için mucizeleri inkâr edenlerle ilgili örnekler gösterilmişti. Bu yazıda da konuya devam ederek, inadına ve ısrarla yapılan keyfi mucize taleplerinin mahiyeti ve bu taleplere cevap verilmesi durumunda o insanları bekleyen büyük fitneler ve tehlikeler üzerinde duracağız.

İsra sure-i celilesinde geçen “Bizi, âyetler (mucizeler) ve peygamber göndermekten alıkoyan şey, ancak öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır. Semûd'a, açık bir mucize olarak o dişi deveyi vermiştik de ona zulmetmişlerdi (deveyi boğazlayarak kendilerine yazık etmişlerdi). Oysa biz, o mucizeleri ancak korkutmak için göndeririz.” (17/59) ve “Vaktiyle sana şöyle vahyettiğimizi hatırla: "Şüphesiz Rabbin insanları kuşatmıştır." (İsrâ gecesi) sana açıkça gösterdiğimiz o temâşâyı ve Kur'ân'da lanet edilen ağacı da, yalnız insanlara bir imtihan için yapmışızdır. Biz onları, korkutuyoruz, fakat bu onlara ancak büyük bir taşkınlıktan başka bir sonuç vermiyor.” (17/60) âyetleri de bazıları tarafından mucizeleri inkâr amacıyla kullanılmaktadır.

Halbuki, bu sure Miraç mucizesini haber vererek başlamaktadır. Burada da kafirlerin kendi arzularına göre ve istedikleri zamanda mucize talepleri söz konusudur. Ve bu tarzda yapılan mucize taleplerinin neticesinde, inkârları sebebiyle bunların başına Allah’ın azabının gelmesi söz konusudur. Bu tarz inadına ısrarla yapılan talepler neticesinde gelen mucizelere "âyât-ı mukteraha" denilmektedir:
“O âyetlerle (mucizelerle) peygamber göndermekten bizi hiçbir şey alıkoymuş değil, ancak onları öncekiler yalanlamış oldular. Ve bundan dolayı tamamen imha ve yok edildiler. 

Bu haberler de ilginizi çekebilir