Nurs, Ahlat ve çevresi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Eylül 9 2024
Samanyoluhaber.com yazarlarımızdan Abdullah Aymaz, bugünkü köşesinde 'Nurs, Ahlat ve çevresi' yazısını kaleme aldı.
M. Fethullah  Gülen Hocaefendi’nin baba tarafından ataları, Erzurum’a 1800’lü yıllarda Ahlat’tan gelmişler. Ahlat asırlarca Anadolu’ya geçiş yapan Türklere konaklık yapmış. Bir yönüyle Selçuklu’yu ve Osmanlıyı ilk defa Ahlat misafir etmiş. Ayrıca Emevî Abbasi dönemlerinde siyasî şartların zulüm ve zorlamasıyla Peygamber Efendimizin (S.A.S.) mübarek torunlarının sığındıkları önemli yerlerden birisi de Bitlis yöresidir.

         Muhterem M. Fethullah  Gülen Hocaefendi  “Küçük  Dünyam” kitabının başında bakınız neler diyor:

         Ahlat, malumunuz Bitlis vilayetimize bağlı tarihi bir belde. Seyyitler soyunun, göç yerlerinden biri olarak Bitlis yöresini seçmeleri kaderin garip bir cilvesi. Geylanilerin ve diğer tarikat kollarının burada zuhuru, ancak Selçukluların Anadolu’ya gelip yerleşmesinden sonra olmuş. Kar-kış kalkmış, köhne Bizans hakimiyeti bertaraf edilmiş, diğer taraftan da Emevî ve Abbasî zulmünden emin olunmuş ve bu seyitler soyu, belli tarikatların içinde ve  başında kar çiçekleri gibi açmaya başlamışlardır.

         Bugünlere gelinceye kadar da hep saklandılar, gizlendiler. Bitlis ve yöresi, seyitler adına sanki Ashab-ı Kehfin  Tarsus’taki mağarası gibi oldu. Birkaç asır, tabir yerindeyse mağara  dönemi yaşadılar. Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesiyledir ki, karanlık günler sona ermiş ve çekirdekler filiz vermeye başlamıştır.

         İşte Bitlis’e bakarken böyle bakmak lazım. Bir Bediüzzaman’ın, günümüzde dahi ulaşılması zor yerlerden zuhuru, yani o şecerenin, menbaından kalkıp oralara yerleşmesi katiyen tesadüfi değildir. Hizan ve Nurs yaz aylarında bile zor varılan yerlerdir ki, bu nesil kaçabildiğince kaçmış ve saklanabildiğince saklanmış ve orada bir potansiyel meydana getirmiştir.

         Meseleyi bir başka

Bu haberler de ilginizi çekebilir