Orhan Pamuk: Devletin en tepesindeki kişiler kutuplaşmadan medet umuyor

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Şubat 4 2016
Nobel Edebiyat ödüllü yazar Orhan Pamuk, "Ne yazık ki devletin en tepesindeki kişiler de köşe yazarları da kutuplaşmadan medet umuyor. Ben bundan memnun değilim. İşte seçimi kazanıyorsun, yüzde 50 aldın, daha ne istiyorsun, daha kimi döveceksin!.. Bilakis bu kadar baskıcılıkla artık yavaş yavaş oy kaybedersin. Biraz daha gülümser olsan, yumuşak olsan oyun düşmez. Ama bunu da artık ben mi söyleyeceğim." dedi.
Nobel Edebiyat ödüllü yazar Orhan Pamuk, "Ne yazık ki devletin en tepesindeki kişiler de köşe yazarları da kutuplaşmadan medet umuyor. Ben bundan memnun değilim. İşte seçimi kazanıyorsun, yüzde 50 aldın, daha ne istiyorsun, daha kimi döveceksin!.. Bilakis bu kadar baskıcılıkla artık yavaş yavaş oy kaybedersin. Biraz daha gülümser olsan, yumuşak olsan oyun düşmez. Ama bunu da artık ben mi söyleyeceğim." dedi.

Okurlarına sürpriz yaparak 14 ay gibi kısa bir zamanda yeni kitabı Kırmızı Saçlı Kadın'ı yayımlayan Orhan Pamuk, Zaman gazetesinden Zehra Onat'a verdiği röportajda, yeni kitabı ve gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Yurt dışındaki dostlarının demokrasi ve düşence özgürlüğü konusunda Türkiye'ye dair en çok neyi sorduğu ve bu sorulara cevap vermekte zorlanıp zorlanmadığıyla ilgili bir soruya Orhan Pamuk, "Mesleki olarak çeşit çeşit dostlarım var. Sorular değişiyor. Yavaş yavaş diyelim, iktidar partisinin otoriterliği unutuluyor, daha çok göçmen sorunu... Yazdan beri, göçmen ve IŞİD sorunu konuşuluyor. Demokrasimizle benim istediğim kadar ilgilenmiyorlar. Ben 'yahu gazeteciler hapse giriyor' filan deyince kulak arkası ediyorlar. Batı Türkiye'nin dostluğunu istiyor, ki IŞİD'le savaşında yardım etsin. İstenmeyen göçmenlere de kapıyı tutsun. 'Zaten ne kadar olur Türk'ün demokrasisi' diyorlar. Demokrasinin daha iyi olduğu dönem de vardı, onlar bu farklarla fazla ilgili değiller. Onun için Can Dündar gibi arkadaşlarımızın işi de zor. O akademisyenler dayanışması içerisinde oldu zannediyorum. Ama son altı aydır batıda, 'Türkiye'de düşünce özgürlüğü şöyle gerilemiştir' diye büyük bir cümle, ifade yok. Her zaman işleri düşünce özgürlüğü olan insan hakları kurumları, demokrasi kurumları, akademik kurumlar bunlar konuşuyor ama o düzeyde kalıyor. Çünkü en sonunda burada belirleyici olan siyasetçilerin sözleri, gazetelerin Ortadoğu, Türkiye, dünya sayfalarında ise göçmen ve IŞİD krizi ele alınıyor. Batının IŞİD'in terör eylemlerinden korkusu Türkiye'deki demokrasiden çok daha önemli. "

Bu haberler de ilginizi çekebilir