[Fikret Kaplan yazdı] Süreç ne zaman biter?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Kasım 22 2019
Hangi Peygamber ve onun arkasında gidenler vardır ki çilelere maruz kalmamış, yerinden yurdundan edilmemiş olsun?

Süreç ne zaman biter?
FİKRET KAPLAN 

Hava o gün daha serin, yağışlı ve ürkütücü derecede karanlıktı. Gökyüzünün kubbesi çatlamış gibi aralıksız rahmet yağıyordu. Yağmurla birlikte genç adamın da gözleri dolu doluydu. Çamur içerisinde gece boyunca süren yolculuk onu iyice halsiz düşürmüştü. 

Zifiri karanlıkta, insanın boyunu aşan dikenli çalılar arasında daha da zorlaşan yolda, nisan yağmurunun rikkatli şıpıltıları ve rüzgârın hüzünle esmesi onu derinden derine düşündürüyordu. Açlık, susuzluk, hastalık ve sefaletin şiddetle hissedildiği o günlerde endişe bütün ağırlığıyla çökmüştü üstüne. 

Bir taraftan iç içe geçen hazin gurbetler yaşarken diğer taraftan bir belirsizliğe doğru adım atmak ürkütüyordu kendisini. Çok acı bir durumdu bu. Bu vahşet içinde aczine, yalnızlığına baktı, ümidi kesildi. Ne yapmalıydı? Nereye sürüklüyordu zülüflerinin tek teline zarar gelmesini istemediği ciğerparelerini? Bu ıssız ve tehlikeli ormanda ne işi vardı? 

Sırtına aldığı yavrusuna başını çevirip baktı, o da ağlıyordu… Bir ayakkabısını bataklık içinde kaybetmiş, sırılsıklam olmuş: 
Baba daha ne kadar kaldı? Ne olur duralım bir yerde artık!
Güzel yavrum, az daha sabret! Hem bak, burada duracağımız bir yer yok! 

Saçlarından süzülüp akan yağmura hiç aldırış etmeden sessiz, sakin ve gece boyunca hiç itiraz etmeden yürüyen diğer kızına baktı. Bu ağır süreç, anne ve babalarından koparılan pek çok çocuğu daha metanetli hale getirmişti. Sanki genç adamın kendisine baktığını hissetmiş gibi kızcağız döndü ve hemen babasının bacağına sarıldı. Bir daha kaybetmek istemiyordu onu… ve ardından annesine attı kendisini…
- Oy benim kuzum..kuzum! dedi kadıncağız, sağ eliyle yavrusunun saçlarını okşayarak.
- Bir daha hiç ayrılmayacağız, değil mi anne!

Yağmur, çamur, diken, çalı…uykusuzluk ha

Bu haberler de ilginizi çekebilir