TEKRAR - Gazeteye el koyan kayyum: İnanın ben de ne olduğunu bilmiyorum!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ekim 30 2015
Polisin kapıları kırarak el koyduğu Millet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Değer Özergün, kayyumlardan Hüdai Bal'ın, "Ben de ne olduğu bilmiyorum Değer Bey. Pazartesi 06.30 gibi telefonum çaldı. Ben 1,5 yıldır işsiz bir adamım. Bana dediler ki yarın sabah 09.00'da Organize Şube'de ol. Ben sabaha kadar uyuyamadım' böyle." dediğini söyledi.
Polisin kapıları kırarak el koyduğu Millet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Değer Özergün, kayyumlardan Hüdai Bal'ın, "Ben de ne olduğu bilmiyorum Değer Bey. Pazartesi 06.30 gibi telefonum çaldı. Ben 1,5 yıldır işsiz bir adamım. Bana dediler ki yarın sabah 09.00'da Organize Şube'de ol. Ben sabaha kadar uyuyamadım' böyle." dediğini söyledi.

Dün 29 Ekim tatili olduğu için işe bugün geldiğini ifade eden Değer Özergün, şöyle konuştu: "Fesih sözleşmesi tarafıma tebliğ edilmiş. Eşyalarımı almak için geldiğimde binaya ancak polis kontrolünde girmeme izin verdiler. Girdiğimde odamın gasp edildiğini gördüm. Şu anda hiçbir resmi görevi olmayan birinin odamda oturduğunu gördüm. Polisler eşliğinde oraya konuşlanmış. Odayı çiftlik gibi kullanan, sigara içen tuhaf insanlar grubu gördüm. O zihniyetin ne olduğuna bizzat şahit oldum. Bizler aynı mesleği yapıyoruz diyemeyeceğim. Onlar o anlamda utanç kaynağı ama kendilerini bir gazeteciden daha çok emniyet müdürü gibi görüyorlar. Polislere emirler veriyorlar. Polislere, 'bunu dışarı atın' diyorlar. Böyle bir tuhaf bir ülke olmuşuz. Ben bunu gördüğüm zaman dehşete düştüm. Ülkem adına çok üzüldüm. Mesleğim adına, insanlık adına çok üzüldüm çünkü buradaki tutum ve davranışlar insanın içini acıtıyor."

Kayyumların medyada emanetçi olduklarını söyleyen Özergün, "Buraya hukuksuz olarak geldiler, hukuksuz olarak yerleştiler. Gasp ettiler. Bu ülkede hukuk tekrar işlerse bunların hepsinin ne olacağını herkes görecek." dedi.

ATANAN KAYYUMLAR SUDAN ÇIKMIŞ BALIK GİBİ

Kayyumların işten anlamadıklarını söyleyen Özergün, "Ne yaptıklarını, ne yapacaklarını, ne düşüneceklerini bilmiyorlar. Durumdan o kadar bihaberler ki şaşkınlık içerisindeler. Daha önce 17/25 Aralık'ta 'alo Fatih'leri gördük. Şimdi 'alo Ümit'leri görüyoruz. Telefonla bir yerlerden emir alıyorlar, direktifler alıyorlar, onlara göre şekilleniyorlar. Kendileri ortaya bir irade koymuyorlar. Tek iradeleri bir yerlerden aldıkları talimat. Ne denirse onları yapıyorlar, bu şekilde bir yapı var içeride şu

Bu haberler de ilginizi çekebilir