Uçurumun kenarındaki metropol

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Nisan 28 2025
İstanbul yaşanan depremin ardından diken üstünde günler geçirirken Samanyoluhaber.com yazarlarından Kadir Gürcan 'Uçurumun kenarındaki metropol' başlığıyla bir köşe yazısı kaleme aldı.
Bu kadar sık yaşanan deprem tecrübesinden sonra, davul-zurna ile yaklaşan felaketler konusunda zar atmak, kelimenin tam manasıyla umursamazlık ve aymazlık. Kaldıracağının çok ama çok üstünde bir nufus ve kötü yerleşim ile geri sayıma düşen İstanbul'un bu hali ile ayakta kalma şansının olmadığı artık kesin. Bunun ötesindeki iyi niyet temennileri laf-ı güzaf olmanın ötesine geçmeyecek.
 

İstanbul'un yaşanmaz bir şehir haline gelmesinde mevcut iktidarın payı büyük. Düzensiz yapılaşma çılgınlığına zamanında dur denmeyince iş, yumurta-tavuk sonuçsuzluğuna kilitlendi. Ülkenin tek metropolü mevcut hali ile değil, kırk-elli yıl öncenin nostaljileri ile sempati oluşturmaya çalışıyor. İstanbul artık yaşanmaz bir şehir ve bıçağın kemiğe dayandığını herkesin kabullenmesi gerekiyor.
 

Şubat 2023’te kötü bir performans sergileyen iktidarın, o günden sonra da bunu telafi edecek adımlar atmakta ayak direttiğine hepimiz şahidiz. İstanbul'u o talihsiz on şehirden daha belirsiz ve büyük bir felaket bekliyor. Onsekiz milyonluk bir nufustan bahsettiğimizi de hatırlatalım.



İşin tek sevindiren tarafı, bütün ihmal ve vurdumduymazlıklara rağmen, zaman periyotları sıklaşan deprem konusunda uyarılarını esirgemeyen kıymetli ilim adamlarının samimi ısrarları. Akademisyenler yalnız İstanbul değil, Türkiye'nin her yerini yakın takibe almış durumdalar. Şu an sözüne en fazla itibar edilen ilim adamı “Kimse Marmara'da deprem olmayacak demesin!” gerçeğini avazı çıktığı kadar haykırıyor.



Son İstanbul depreminin az hasarla atlatılmış olması iyi bir şans. Deprem sonrası açıklamaların birbiri ile çelişiyor olması tedbirler konusunda birinci dereceden sorumlu yetkili mercileri rehavete sevk edecek bahanelere vesile olursa, vay ş

Bu haberler de ilginizi çekebilir