Ümit Yaşar Oğuzcan 'Biraz kül, Biraz duman'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ocak 22 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz'ın yazısı
ABDULLAH AYMAZ 

1963 senesinde Şair  Ümit  Yaşar  Oğuzcan İzmir İmam Hatip Okuluna gelmişti. Bizim edebiyat hocamız Nafize Sarıoğlanoğlu davet etmişti. Nafize hanımın Milliyette çıkan bir yazısını hatırlıyorum. Entellektüellerden arkadaşları vardı. Şair bizlere bir konuşma yaptı sonra kitap da imzaladı. İhsan Emci ağabey bir kitabını aldı ve Necip Fazıl Kısakürek’e  (Büyük  Doğu dergisine)  gönderdiği bir şiirinin dört mısraını yazmasını istirham etti. O da bu istirhamı geri çevirmedi; yazıp imzaladı. Elli sene önce de onun bir şiir kitabını göz doktoru olan dayımın kitaplığında görmüştüm.  Orada bir şiiri dikkatimi çekmişti:  Aklımda kadar şekliyle yazmaya çalışayım: 
Biraz kül biraz duman
O benim işte…
Ferhat gibi yanan
O benim işte
Ben ben değilim
Beni sevdiğin zaman 
O benim işte…
Bunu nereden hatırladım? Geçen televizyonda bir programda aşk-ı mecaziden aşk-ı hakikiye geçiş anlatılıyordu. Mecnun ile  Leyla’nın, Kerem ile Aslı’nın, Ferhat ile Şirin’in dağlar deldiren aşkından bahsediliyordu. Aslında bu mecazi aşkların  arkasından hakiki aşka, muhabbetullaha ve aşk-ı İlahiye geçişe misal veriliyordu. Meselenin  bir peri suret, bir hayâl peşinde koşmak olmayıp Cenab-ı Hakkın dîdarına ulaşmak olduğuna vurgu yapılıyordu. 
Cenab-ı Hakkın Vedûd isminin aşk ve muhabbet tecellisi olarak cansızlarda bu tecelliyi çekim kanunu yani câzibe olarak, insanlarda  ise aşk ve muhabbet olarak kendisini gösterir.
Üstad Hazretleri bu hususta diyor ki: “Muhabbet, şu kainatın varlık sebebidir. Hem şu kainatın râbıtasıdır.  Hem şu kainatın nurudur. Hem hayatıdır. İnsan, kainatın bütün âlemlerini  içinde toplayan bir meyvesi olduğu için kainatı istilâ edecek bir muhabbet o meyvenin çekirdeği o

Bu haberler de ilginizi çekebilir