Karanfillerle Yıkılan Diktatörlük

M. Ertuğrul İncekul

M. Ertuğrul İncekul

30 Nis 2024 13:35
  • Portekiz’deki Salazar diktatörlüğünün yıkılışının 50. yıldönümü. Karanfil Devrimi( Carnation Revulation) olarak adlandırılan hareket, Portekiz için demokrasiye, Avrupa’yla bütünleşmeye ve sömürgelerinden feragat etmeye giden yolu simgeliyor.  Karanfil Devrimi 25 Nisan 1974’te, Avrupa’nın en uzun süren (40 yıl) otoriter rejimi olan Portekiz’deki diktatörlüğü bitiren, ordu tarafından yapılan ve kurşun atılmadan gerçekleşen askeri darbenin adıdır.Salazar ismi, Harry Potter, Karayip Korsanları gibi serilerdeki kötü karakterden de tanıdık geliyordur.


    Devrimin tarihçesi 


    1926’da gerçekleşen hükûmet darbesi, Birinci Cumhuriyet’in sonunu çok çabuk getirir ve Milli Şef dönemi gibi  “Milli Diktatörlük” adı verilen dönemin önünü açar. İşte Karanfil Devrimi’ne giden süreç de böylece başlamış olur.
     

    Salazar

    Milli Diktatörlük adı verilen dönem, o zamanlar Maliye Bakanı olan António de Oliveira Salazar‘ın muhafazakâr ve otokratik ideolojileri örnek alarak geliştirdiği sistem ile “Estado Novo” adı verilen rejime dönüşür.


    1933’ten beri Portekiz, resmi adı İkinci Portekiz Cumhuriyeti olan Estado Novo yani “Yeni Devlet” tarafından yönetiliyordu. Başta Antonio de Oliveira Salazar (1968’e kadar) tarafından otoriter rejimle yönetilen Portekiz’de rejime baskı ve sansür öncülük etmekteydi. Diktatörlükle yakın müttefik olan Kilise ile birlikte Katoliklik ülkenin resmi dini olarak belirlenmişti. Rejimin ayrıca siyasi özgürlükler gibi grev hakkı veya ticari birliklere katılma gibi sivil özgürlükleri de bastıran bir gizli polis teşkilatı vardı. Rejim muhalifleri hapsedilmiş, kimi zamansa öldürülmüştü.
    Bazı ulusal gruplar Estado Novo'nun kolonyalizmine karşı çıkıyordu. Portekiz’in Afrika’daki Angola, Gine Bissau ve Mozambik gibi bölgelerdeki sömürge şekline karşı isyan ediyordu. Çok kanlı ve masraflı bir politika izleniyordu.


    Salazar'a meydan okuyan General

    1958’deki seçimlerde, Salazar hükumetinin adayının karşısına Hava Kuvvetleri Generali Humberto Delgado çıkar. Anayasa’da devlet başkanına tanınan, başbakanı görevden alma yetkisine umut bağlayan General, uzun zamandır diktatörlük yönetimiyle mağdur olan halktan öyle büyük bir destek toplar ki, Salazar hükûmeti göreve geldiğinden beri bu denli bir tehlike atlatmamıştır herhalde.



    General Humberto Delgo 

    Adı tarihe “Korkusuz General” olarak geçen General Humberto Delgado belki de Portekiz halkının beklediği cesaret ve umut ışığının en güçlü hamili olacak ve onu engellemek de öyle kolay olmayacaktır. 

    Chave D’Ouro adlı kafede (Chave D’ouro, Portekizce “Altın Anahtar” demek) 300 basın mensubunun katıldığı bir konferans düzenler. Delgado Lizbon konferansında şöyle bir ifadede bulunur: “Bu seçimden zaferle ayrılmayı umuyorum. Çünkü artık korku diye bir şey kalmadı.”
    Generale vefa göstergesi olarak Uluslararası Lizbon Havalimanına adı verilmiştir.

    Darbeye giden yol

    Mart 1974’te General Antonio de Spinola silahlı kuvvetlerin bakan vekilliğinden ihraç edilmişti. Öncesinde Portekiz kolonyal savaşlarının bir son bulmasını önerdiği bir kitap yazmıştı. Mevcut yönetime karşı eleştirel bir yaklaşımı vardı.

    Silahlı Kuvvetler Hareketi (MFA) kısa sürede Spinola’yı destekleyen muhalif ve düşük rütbeli askerler tarafından biçimlenmişti. Ordu içindeki albaylar da ayrıca profesyonel subayları gücendiren, askere alınanlara imtiyaz veren kanun yüzünden mutsuzdu. Ordunun hükümete olan desteği hızlıca tükeniyordu.

    24 Nisan gece yarısından hemen önce, Portekiz’in ‘E Depois do Adeus’ (And After The Farewell) şarkısı ile Eurovision şarkı yarışmasına katılması ile Lisbon Radyo istasyonunda çalınması isyancılar tarafından ayarlanmıştı. Bu, ordunun beklediği ilk iki gizli sinyalden birincisiydi.

    Tanklar 25 Nisan’ın erken saatlerinde Lizbon’un merkezine girdiler ve kısa zamanda havaalanı, televizyon ve radyo merkezleri, Tagus ırmağının üstündeki Salazar Köprüsü ile birlikte ele geçirildi. Başbakan Marcello Caetano, diğer bakanlarla birlikte, makineli tüfekler ile kuşanan birlikler olan Ulusal Cumhuriyet Muhafızları’na ev sahipliği yapan Carmo kışlasında esir alındılar. Caetona küçük çaplı bir direnişte bulunsa da Spinola’ya teslim oldu. Önceleri Madeira isimli Portekiz adasında gözaltında tutulsa da Caetano hayatının kalan yıllarını Brezilya’da sürgünde geçirdi.

    Devrimcilerin radyosu insanlara evlerinde kalmalarını söylese de halk sokaklara çıktı ve birlikleri desteklemeye gitti. 26 Nisan gün doğumunda MFA Silahlı Kuvvetler yönetimde söz sahibiydi ve ulusal bir meclis için seçimin en erken tarihte yapılması adına söz verdi.

    Devrim sonrası

    Spinola geçici başkan olarak belirlenmiş ve Eylül 1974’ün sonuna kadar Francisco de Costa Gomes’in halefi olmuştu. İktidar aslen Ulusal Kurtuluş Cuntası’ndaydı. 25 Nisan 1975’te Portekiz Kurucu Meclisi seçimi yapılana kadarki dönem karşı darbe girişimleri sebebiyle kaotik bir kimliğe sahipti. Bir sonraki yılda ilk anayasal hükümet, Sosyalist Parti üyesi Mario Soares yönetime geldi. Dekolonizasyon( sömürge karşıtlığı) yeni hükümetin önemli itici güçlerinden biriydi. Portekiz Kolonyal Savaşı sona ermiş ve Portekiz’in hüküm sürdüğü Angola, Cape Verde, Gine Bissau, Mozambik ve Sao Tome gibi bölgelerle Principe bağımsızlıklarını kazanmışlardı. Endonezya tarafından neredeyse aniden işgal edilen Doğu Timur’u da yine terk etmişti. Bu bölgeleri terk eden bir milyondan fazla Portekiz vatandaşı ise retornados (geri dönenler) olarak adlandırıldılar.

    Yeni demokratik hükümette sansür yasaklanmış, siyasi mahkumlar salınmış ve ifade özgürlüğüne izin verilmişti. İnsanlar artık herhangi bir dine inanmakta özgürlerdi. Topraklar büyük oranda yeniden dağıtılmış ve ekonominin %60’ı ulusallaştırılmıştı.


    Karanfille yıkılan diktatörlük 

    José Afanso'nun “Grandola Vila Morena” şarkısı Karanfil Devrimi'nin işaret fişeği olmuştur. Karanfil Devrimi, adını sokaklarda kutlamak için karanfillerle süslenmiş olan askerlerin tüfeklerinin namlularına takılan karanfillerden almıştır. Bu sembol, barışçıl ve halk destekli devrimin bir işareti olarak kabul edilir. Devrimin ardından, Portekiz, Avrupa'nın demokratik ülkeleri arasında yerini aldı ve ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmesine olanak tanıyan bir döneme girdi.



    25 Nisan Portekiz'de Özgürlük Günü olarak anılmakta ve ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Karanfil Devrimi, Portekiz'in modern tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir ve ülkenin demokratikleşme sürecindeki ilerlemesini simgeler. Öncesinde Salazar olarak adlandırılan köprü 25 Nisan Köprüsü olarak değiştirildi.

    BBC History ve Jornal de Negocios'den yararlanılmıştır. 

    Sesli versiyonu için: 







    30 Nis 2024 13:35
    YAZARIN SON YAZILARI