Allah’ım Sana Geliyorum

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Temmuz 13 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak bu haftaki köşe yazısını "Allah'ım Sana Geliyorum" başlığıyla okurları için kaleme aldı.


Allah’ım Sana Geliyorum 
 
Sıcak bir yaz akşamında sular yavaş yavaş kararıyor. 
Kuzey ülkelerinde gün batıyor. 
Uzaklardan, özgürce ötüşleriyle bir günün daha tamamlandığını haber veren kuşların yaz senfonisi duyuluyor. 
Türkiyede bir tanıdığımın hastanede olduğu haberini veriyorlar.
Telefon açıyorum. 
Bir anda hüzünlü bir memleket kokusu doluyor ekrana. 
Bir hastane odası…? 
Hortumlara, makinalara bağlı bir insan sedyede yatıyor. 
Dün birlikte koştuğumuz aşina bir sima; 
Bilal Bey.. 
Baş ucunda sevenleri… 
Taze bir yüz, kısa ve kırçıl saçlar… 
Yüzünü bir hilal gibi çevreleyen kısa nurani bir sakal.? 
Sanki her bir saçın dibinden bir ışık fışkırıyor. 
Gözler kederli… 
Oda ölüm kokuyor. 
Belli ki son bakışlar, son sözler, son nefes…
 Dünyaya ait ışıkları son görüş.? 
Sevdiklerine son defa gözleri iler sarılış… 
Kızı,” Babam birkaç gündür sizi sayıklıyor.” diyor. 
İnsan böyle zamanlarda ne diyeceğini bilemiyor. 
Kelimeler, cümleler tükeniyor. 
Bir zamanlar koşmaları ile Anadolu’ya sığmayan, Sarp Sıınır Kapısı’ndan geçerek Asya bozkırlarına koşan küheylan yorgun ve bitkin yatıyor. 
Yargıtay’da 7.3 cezası bekliyor. 
Kesik kesik kelimelerle, “Hocam hakkınızı helal edin, bize dua edin.” diyor. 
“Helal olsun ama asıl siz bize hakkınızı helal edin.” diyorum. “Yangınları göğüsleyen sizsiniz, mağdurların yanında duran sizsiniz, cömertlik nehirlerini coşturan sizsiniz, güzel bir hayat yaşadınız.” 
Telefon

Bu haberler de ilginizi çekebilir