Kanlı ve kirli olayın sırrı çözüldü!

Cilvegözü saldırısı Türkiye’nin bağımsızlığını zayıflatmak için yapılmış.

Kanlı ve kirli olayın sırrı çözüldü!

  • 18 kişinin öldüğü Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki patlamanın detayları ortaya çıktı.
  • İtirafçı kadın her şeyi teker teker anlattı.
  • İddianamenin detaylarında; ‘Devletin bağımsızlığını zayıflatmak’ unsuru öne çıktı.
  • Amaç, "Üke topraklarında güvenliği sağlayamayan bir konumda göstermek."
  • "Saldırı, Suriye Devleti'nin istihbarat birimi tarafından yaptırıldı."

Hatay’ın Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 11 Şubat 2013'de meydana gelen, 18 kişinin öldüğü, 24 kişinin de yaralandığı bombalı saldırının Adana 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 44 sayfalık iddianamede sanık, tanık ve müştekilerin ifadeleriyle olayın ayrıntılarına yer verildi. 

Savcılığa dilekçeyle başvurup itirafta bulunacağını bildirip tahliye olan Zübeyde Ş. (33), bombalı saldırının bir numaralı firari sanığı Wael Shıkh R. (25) ve eşi Yusuf B. ile birlikte bomba yüklü aracı olay yerine getirmekle suçlanıyor. İddianamede, eşinin 4 yıl kadar önce kendisine söylemediği bir suç sebebiyle cezaevine girdiğini anlatan Zübeyde Ş., kocasının Beşşar Esed tarafından çıkartılan afla tahliye olduğunu belirtti.

Eşinin cezaevinden çıktıktan sonra aynı köyde yaşayan Wael Shıkh R. ile birlikte iş yapacağını, yapacağı iş karşılığı önemli miktarda para kazanacağını söylediğini açıklayan Zübeyde Ş.’nin iddianamede şu ifadelerine yer verildi: 

“Yapacağı işin ne olduğunu belirtmedi. Olay günü kızımı da hazırlamamı, İdlip'e gideceğimizi, buradan bir aileyi alıp Türkiye'ye götüreceğini söyledi. Birlikte İdlip'e gittik. Bulunduğumuz adrese 2 araba geldi. Öndeki araçta Wael ve yanında spor giyimli, eşofman ve spor ayakkabısı olan erkek, diğer arabada ise 2 erkek şahıs vardı. Wael Shıkh yanındaki kişi arkadaki arabaya geçti. Eşim, Wael'in bulunduğu aracın şoför koltuğuna oturdu. Wael eşimin yanına, ben de kızımla eşimin bulunduğu aracın arka koltuğuna yerleştik. Daha sonra arkamızdaki araç bizi takip etmekten vazgeçti. İkamet ettiğimiz Sarmada köyüne geldik. Eşimin ısrarı ile kızımı komşumuz Muhammed Şıha bıraktık. Wael ile birlikte üçümüz gümrüğe geldik. Aracı park ettikten sonra Wael Shıkh Türkiye tarafına doğru geçti. Biz ise bir ticari araçla geri döndük. Dönerken eşim araç sürücüsünden hızlı gitmesini istedi. Sürücüye 'Pasaportlarımız yok' dedi. Ben de 'pasaportlarımız var, adama niye doğru söylemedin' deyince 'kızımız yalnız kaldı, bekletmeyelim.’ karşılığını verdi. Kızımı komşudan eve getirdi, kısa bir süre sonra dışarı çıktı. Döndüğünde biraz tedirgindi, yüzünde korku vardı. Ne oldu diye sorduğumda 'gümrükte patlama olmuş, herkes bunu konuşuyor, köy çalkalanıyor, kardeşim Ahmet gümrükte, onun sağlığından endişe ediyorum.' diye söyledi. Ben de 'yapanların Allah belasını versin, biz de kısa bir süre önce ordaydık, biz de zarar görebilirdik, kızımız yetim kalırdı, hem Ahmet için niye endişeleniyorsun, o işte değil mi?' diye söyledim. Eşim, Wael ile telefonda görüştü. Yaptığı iş karşılığı alması gereken parayı istedi. Wael de Halep'te bir şahsın ismini verdi, parayı o şahıstan alacağını söyledi. Eşim bu şahsı buldu, ismini bilmiyorum. O şahıstan 50 bin Suriye Lirası aldı. Bu para yaklaşık 500 dolar eder. Daha sonra Wael'den sürekli para istemeye devam etti. Ancak Wael cevap vermedi, iletişimleri koptu. 15 gün kadar Halep'te kaldıktan sonra köye döndük.”

Saldırının Suriye Devleti istihbarat birimi tarafından, Türkiye'nin bağımsızlığını zayıflatmak için yaptırıldığını vurgulayan iddianamede, saldırıyı planlayıp gerçekleştirdiği tespit edilen Suriyeli Wael Shıkh R.’nin liman işçisi olduğu, patlamanın ardından Şam'a geçtiği, 22 Şubat 2013 itibarıyla Beşşar Esed'in kontrolünde bulunan İdlip kentine bağlı Zeyzoun kasabasında geçtiğinin tespit edildiği belirtildi. İddianamede, eylemin Suriye İstihbarat örgütü ve aynı örgütle birlikte hareket eden Şebbia isimli örgüt tarafından planlandığı değerlendirilirken, bombalama talimatını ise Suriye istihbaratı sorumlusu Ebu Şifatır lakaplı Tuğgenaral Adnan Havvaş'ın verdiği anlatıldı. 

Bombalı araçları patlattığı ileri sürülen sanık Wael Shıkh R., Ahmad B. ve Youssef B.’nin tespit edilemeyen miktarda para karşılığı görevlendirildiği, Wael ile Ahmet B.’nin saldırıdan önce 3 kez Türkiye'ye birlikte girip çıkarak, keşif yaptıkları kaydedilen iddianemede, terör niteliğindeki saldırının amacını şu şekilde açıkladı: 

“Eylemin ülke topraklarında gerçekleştiği, buna göre sonuç doğurması gerektiği değerlendirilmiştir. Eylemin bir terör eylemi ve vahim nitelikte olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak TCK'nın 302. maddesinde düzenlenen serbest hareketli bir suç olan, bu suçun unsurları arasında ‘Devletin bağımsızlığını zayıflatmak’ unsurunun somut eyleme en yakın nitelikte olduğudur. Şüphelilerin bu amaçla eylemi gerçekleştirdikleri, Türkiye'yi sınır güvenliğini sağlayamayan seyahat etmeye uygun olmayan, ülke topraklarında güvenliği sağlayamayan bir konumda göstermek amaçlı yapıldığının değerlendirildiği, şüphelilerden vahim nitelikteki eyleme katılanlar yönüyle amaç suçlar dışında TCK'nın 302/1. maddesinden de sorumlu olmaları gerektiği anlaşılmıştır."

Bombalı aracı tampon bölgeye getirip park ettiği iddia edilen Yusuf B. ise köylüsü olan bombacı Wael'in araçla geldiğini ve "Türk kapısına kadar beni yetiştir" dediğini anlattı. Aracı sınırda park ettikten sonra Wael'in kapıları kapattığını, daha sonra Türkiye'ye gitmek üzere yanlarından ayrıldığını söyleyen Yusuf B., eşi Zübeyde ile 100-150 metre uzaklıktaki Suriye'ye ait ticari taksilerden birine binip ayrıldıklarını kaydetti. Wael, bu iş için kendisine 25-30 bin Suriye parası vereceğini dile getiren Yusuf B., akşam Wael’in telefonla arayıp Türkiye sınırında bir patlama olduğunu bildirdiğini aktardı. Wael Albay veya Yarbay rütbesinde 'Kalın Dudak' diye bilinen Havvaş isimli biri ile görüştüğüne dikkat çeken Yusuf B., araçta patlayıcı madde düzeneğinin olduğunu bilmediğini savundu. 

Sanık Ahmad B. ise patlamadan 3 gün sonra Suriye'ye gittiğini, bu olay hakkında çok konuşan olduğunu, bir kısmının Cepetül Nasra isimli muhalif bir grubun, kimisinin ise Suriye yönetiminin yaptığını söylediklerini duyduğunu söyledi. Wael'in kendi köylerinde aynı mahallede oturduğunu, Esed yönetimi ile çalıştığını ve üst düzey rütbelilerle görüşüp bunlara bilgi aktardığını açıklayan Ahmed B., telefonla Ebu Şifatir Tuğgeneral Havvaş ile bazen de Ebu Ali lakaplı Tuğgeneral Munzur ile görüşme yaptığını söyledi. B. “Yine bir gün Wael ile gezmeye çıktığımızda ihtiyaç giderirken sırtı dönük vaziyette konuşma yaparken beni fark etmedi. Konuşmasında ' Hocam, ustam' diye hitap ettiği kişiye 'Ne zaman' diye sordu. Beni fark edince 'Tamam tamam sonra görüşürüz' diyerek telefonu kapattı.” ifadelerine yer verdi. Bombacılara sim kartı temin ettiği iddia edilen Rahmi B. ise Cilvegözü patlaması planlamasında yer almadığını savundu. 

CİHAN

<< Önceki Haber Kanlı ve kirli olayın sırrı çözüldü! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER