HDP'den İç Güvenlik Yasası'nın kaldırılması için kanun teklifi


HDP grup başkanvekilleri Çağlar Demirel ve İdris Baluken, İç Güvenlik Yasası'nın kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na kanun teklifi verdi.

Teklifte, 27 Mart 2015 tarih ve 6653 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu (PVSK), Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlükten kaldırılması istendi. Gerekçesinde, AK Parti'nin bugünkü sürece hazırlık niteliğinde olan güvenlikçi politikalarının en önemli adımının geçen yıl Mart ayında Meclis'te mevcut yasalar, iç tüzük, Anayasa ve uluslararası hukuk kuralları hiçe sayılarak, zorla yasalaştırılan iç güvenlik paketi olduğuna dikkat çekildi.

Gezi ve Kobani olaylarını bahane ederek meşrulaştırılmaya çalışılan iç güvenlik paketinin AK Parti'nin otoriter yönetiminin ve baskı politikalarının yasal kılıfı niteliğinde olduğunun belirtildiği gerekçede, şu ifadelere yer verildi: "İç Güvenlik Paketi özellikle Gezi ve Gezi sonrası Türkiye'de ortaya çıkan toplumsal muhalefeti bastırmak, Kürtlerin, Türkiye demokrasi güçleriyle birlikte sivil siyasette yeni ve güçlü bir merkez ve Türkiye halklarına büyük bir umut olma yönündeki kazanımlarını ortadan kaldırmak, rüşvet ve yolsuzluk olayları nedeniyle iktidar üzerinde oluşan basıncı dağıtmak amacıyla yasalaştırıldı. Bu toplumsal basıncın azaltılması için esas alınması gereken demokratik teamüllerin işletilmesi iken, polis devletine dönüşü simgeleyen iç güvenlik paketi AKP tarafından yürürlüğe konmuştur. Geldiğimiz noktada, Türkiye'de toplumsal muhalefet dinamiklerinin demokrasi içerisinde değerlendirilmesi değil, baskılarla söndürülmek istenmesi tablosu açığa çıkmıştır. 7 Haziran seçimleri sonrasında sokağa çıkma yasaklarının hukuksuz şekilde ilan edildiği yerlerde gerçekleştirilen polis şiddeti, yüzlerce yurttaşımızın yaşamını yitirmesine neden olmuştur."

179 KİŞİNİN ÖLÜMÜ NETİCESİNDE SORUMLULAR HİÇBİR CEZA ALMADI

AK Parti iktidarının özellikle 2009'dan itibaren demokrasinin tüm temel kurum ve kurallarını; kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, adil yargılama, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü gibi evrensel ilke ve prensipleri daha fazla hiçe saymaya ve otoriterleşmeye başladığının savunulduğu gerekçede, şunlar kaydedildi: "Bu yönelimin en somut adımı olan iç güvenlik paketi ile; mevcut muğlak ve cezasızlığa yol açan ve bu nedenle uluslararası ilgili kurumlarca ciddi biçimde eleştirilen polislerin yetkileri daha da artırıldı, Vali ve kaymakamlar adli kolluk amiri haline getirilerek savcı ve yargıçların yetkilerini kullanması mümkün kılındı, göstericiler için öngörülen hukuken temellendirilmesi mümkün olmayan ya da fazlasıyla ağır olan cezalar daha da ağırlaştırıldı. Yasa ile kişi hak ve özgürlükleri yok sayılarak polisin yetkisini sınırsız bir biçimde artırıldı. Kaldı ki hükümet; polisin yetkilerini zaten sınırsız kılan bir düzenlemeyi 2007 yılında hayata geçirmiş ve o tarihte de siyasi partiler, hukukçular, sivil toplum örgütleri, hak örgütleri PVSK'da yapılan değişiklikleri eleştirmiş, bu değişikliklerin beraberinde yargısız infazları getireceğini yüksek sesle kamuoyuna ifade etmişti. Nitekim PVSK'nın 16'ıncı maddede yapılan değişiklikler sonucu 2007 yılından iç güvenlik paketinin yasalaştığı sürece değin 179 sivil polis kurşunu ile hayatını kaybetmiştir. Üstelik bu 179 kişinin ölümü neticesinde bu cinayetlerin sorumluları hiçbir ceza almamıştır."

'İÇ GÜVENLİK PAKETİ YARGISIZ İNFAZLARI YASAL HALE GETİRDİ'

"Polise sınırsız yetki veren iç güvenlik paketi bugüne kadar işlenen yargısız infazları, cinayetleri ve bundan sonra işlenecek cinayetleri yasal hale getirdi." denilen gerekçede, şu bilgilere yer verildi: "Bölgede on yıllardır işlenen katliamların hesabının sorulmadığı, yasal olmasa da fiilen her türlü hukuksuzluğun yaşatıldığı bir coğrafyada kamu düzeninin tesisi gerekçe gösterilerek, yaşam hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, adil yargılama hakkı gibi birçok hak ve özgürlük bu paket ile askıya alındı. Polisin yetkisi sınırsız bir biçimde artırıldı. Polise yakalama, durdurma ve arama konusunda geniş yetkiler verildi. Polisin kitlesel gösterilerde kullandığı kimyasal gaz ve boya kullanımı daha da artırıldı. Polise öldürme, doğrudan gözaltına alma yetkisi verildi. Yasa ile güçler ayrılığı ilkesi hiçe sayılara valiye yargının görevi olan gözaltına alma yetkisi verildi. İç güvenlik yasası ile yargı paketinde daha önce yapılan değişiklikler aleyhe tekrar düzenlendi. Bu pakette arama ve yakalama için 'somut delillere dayalı kuvvetli şüphe' ölçüsü kaldırılmış tekrar 'makul şüphe' kriteri getirildi. Pakette iktidarla aynı düşünce de olmayan ve muhalif olan herkesin dinlenmesi kanuni hale getirildi. İç Güvenlik Paketi içerdiği birçok düzenleme ile başta Anayasa olmak üzere, Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkeme'nin kararlarına açıkça aykırılık teşkil etmektedir."

27.03.2015 TARİH VE 6653 SAYILI POLİS VAZİFE VE SALÂHİYET KANUNU, JANDARMA TEŞKİLAT, GÖREV VE YETKİLERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN'UN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE-1 Kamuoyunda İç Güvenlik Yasası olarak bilinen 27.03.2015 tarih ve 6653 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE-2 Bu kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
MADDE-3 Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. CİHAN
<< Önceki Haber HDP'den İç Güvenlik Yasası'nın kaldırılması için... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER