Modern çağın kabusu! Tedavi edilmezse hayati risk oluşturabilir

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Mayıs 14 2025
Modern yaşam tarzı, stres, ekran bağımlılığı ve düzensiz alışkanlıklar uykusuzluk problemlerini tetikliyor. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin verilerine göre, insomnia (uykusuzluk) toplumda en sık rastlanan uyku bozukluğu. Yapılan araştırmalar, her üç yetişkinden birinde uykusuzluk belirtileri görüldüğünü ortaya koyuyor. Uykunun ciddiye alınması gerektiğini hatırlatan uzmanlar, uyku problemlerinin ihmal edilmeden profesyonel destekle ele alınmasının önemini vurguluyor.
Uyku, yalnızca yorgunluğu gidermekten ibaret değil; bağışıklık sisteminden beyin sağlığına kadar vücudun tüm işleyişini düzenleyen hayati bir süreç. Ancak modern yaşamın getirdiği stres, dijital ekranlara maruz kalma ve düzensiz hayat ritminin, uyku kalitesini ciddi şekilde tehdit ediyor.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, uyku sağlığı ve bozukluklarına ilişkin açıklama yaptı. Aydın, yeterli ve kaliteli uykunun yaşamın her alanında belirleyici bir rol oynadığını vurguladı.

'UZUN VADEDE HAYATI TEHDİT EDEBİLİR'

Tedavi edilmeyen uyku bozukluklarının günlük hayatı giderek zorlaştırdığına değinen Dr. Meliha Aydın, uyku problemlerinin, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren fiziksel ve psikolojik pek çok soruna yol açabileceğini belirtti. Uykusuzluğun; sabah yorgunluğu, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, iş ve okul başarısında düşüş, trafik kazaları, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, obezite, diyabet, bağışıklık sistemi zayıflığı, depresyon, cinsel isteksizlik ve sindirim problemleri gibi pek çok sağlık sorununu tetikleyeceğini vurgulayan Aydın, kalitesiz ve yetersiz uykunun uzun vadede hayatı tehdit edebilecek sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulundu.

TEŞHİS İÇİN İLK ADIM

Polisomnografi (PSG) yani uyku testinin, uyku ile ilgili hastalıkların tanısında sıklıkla başvurulan bir yöntem olduğunu söyleyen Aydın, şunları kaydetti:

"Bu içerikte; hastanın gece uykusu sırasında beyin dalgaları, solunum düzeni, kas aktiviteleri, kanındaki oksijen düzeyi, göz hareketleri gibi yaşamsal faaliyetleri kayıt altına alınır. Ayrıca hastanın uyku esnasındaki görüntüsü de kaydedilerek ileriki değerlendirmeler için saklanır. Polisomnografi ile elde edilen tüm bu bilgiler ışığında hastada uyku apnesi tanısı olup olmadığına karar verilir. Uyku apnesi durumunda multidisipliner bir yaklaşım ile onun üzerine eğilmek faydalı olacaktır. Bu süreçte hastaya yaklaşım, sadece tedavi değil aynı z

Bu haberler de ilginizi çekebilir