'Kürtçe'nin yasak olduğu dönemler çirkindi'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kürtçe'nin yasaklandığı dönemi çirkin olarak niteleyerek Kürt meselesi diye ortaya konan sorunların ortadan kalktığını söyledi.

'Kürtçe'nin yasak olduğu dönemler çirkindi'

Diyarbak'ın Sur ilçesi Gazi Caddesi'ndeki AK Parti seçim bürosunda partililerle bir araya gelen Arınç, daha sonra esnafı ziyaret etti. Hasanpaşa Hanı'nda bir konuşma yapan Arınç, Kürtçe'nin ana bir dil olduğunu, konuşulması ve geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker ve Diyarbakır milletvekili adayları ile Hasanpaşa Hanı'ndaki kitapçıda değerlendirmelerde bulunan Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Kürt sorunu yoktur, Kürt vatandaşların sorunları vardır' sözlerini hatırlatan basın mensuplarına şu cevabı verdi: "Yıllar önce Kürt sorunu diye bir mesele siyasiler tarafından konuşuldu. O dönemde bu kelimeyi konuşmak bile yasaktı. 2005 yılında Başbakan bu sorunun üzerinde durdu. Türkiye'de yaşayan binlerce etnik kökenli vatandaşın sorunu vardı. Başbakan, o temelde Kürt meselesi olduğunu da ifade etti. Çözüm konusunda önemli adımlar atıldı. Bu kimlik nasıl ifade edilebilir üzerinde duruldu. Bu sorunu canlı tutmak yerine sorunların üzerinde yoğunlaşıldı. Kürt vatandaşların talepleri konusunda önemli adımlar atıldı." 18 RADYO VE TV KÜRTÇE YAYIN İÇİN İZİN ALDI Kürtçenin ana dil olduğunu belirten Arınç, "Kürtçe konuşulmalı, geliştirilmeli. Bu topraklarda yaşayan herkes Kürtçe konuşmalı. Bunu engellemek suçtur." dedi. Kürt sorununun çözümü için kendi alanında yapılan çalışmalara da değinen Arınç, Kürtçe yayın yapmak için 18 TV ve radyonun izin aldığını söyledi. TRT6'nin 24 saat Kürtçe yayın yaptığını, Kürtçe konuşmanın suç sayıldığı bir dönemden bu günlere gelindiğini hatırlatan Arınç, "Kürt meselesi diye ortaya konan sorunlar ortadan kalktı. Bunları yaparken, MHP ve CHP bize karşı çıktı. İktidarı kaybetme pahasına toplumsal barışı bozan konuları göz ardı edemezdik. Kürt meselesi vardır, AK Parti bu meseleyi inkârcı politikalardan uzaklaştırdı. Başbakan yanlış söylemedi, bunu yanlış anladılar. Bazı siyasiler gibi günde 50 defa Kürt sorunu var demek yerine çözüm üretildi." diye konuştu. ELÇİ 'BEN KÜRDÜM' DEDİĞİ İÇİN EZİYET ÇEKTİ Siyaset adına yola çıkan herkese saygı duyduğunu getiren Arınç, BDP'nin desteklediği bağımsız adaylardan Leyla Zana ile Hatip Dicle'ye selam gönderdi. Arınç, bağımsız adaylar Zana ve Dicle'yi kastederek, "Bunlar 10 yıl cezaevinde kaldılar. Bağımsız aday Şerafettin Elçi başta olmak üzere bu işin çilesini çektiler. Bunlar cezaevinden çıkınca resmi konutumda yemeğe çağırdım. Biz siyasetçilere sahip çıkmalıyız. Benim onlara sevgim var umarım onların da bir saygısı vardır. Türkiye'de siyaseti şiddet olmadan yapacağız. Siyasetçilere sahip çıkacağız. Şerafettin Elçi, 'Ben Kürdüm' dediği için eziyet çekti. Biz sivil bir partiyiz. Kılcal damarlar gibi Türkiye'nin her yerinde varız. 2007 seçimlerinde CHP 26, MHP 36 ilde yok. Onun için bir bölgenin ya da bir etnik yapının üzerinden siyaset yapmaktan uzak durmalıyız." şeklinde konuştu. Bir basın mensubunun "Gazeteci Ahmet Şık bir davadan beraat etti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Arınç, "Herkesin beraat etmesini isterim" diye yanıt verdi. DİYARBAKIR'DA EN GÜÇLÜ VE BAŞARILI PARTİ OLACAĞIZ Siyaset adına büyük bir mücadele verdiklerini anlatan Arınç, 12 Haziran'da Diyarbakır'da en güçlü ve en başarılı parti olacaklarına inandığını söyledi. 40 yıldır siyasetin içinde olduğunu, böyle bir seçim heyecanı, böyle kalabalık mitingler, böylesine coşkulu toplulukları çok az gördüğünü kaydeden Arınç, şunları söyledi: "Mesela Yalova mitingi. 2 milletvekili çıkarıyor. Alanda onbinlerce insan vardı. Yani bir okyanus gibi dalgalandığında kadınıyla çocuğuyla gençleriyle erkekleriyle muhteşem bir tablo. Balıkesir aynı şekilde. Manisa'da 50 yılım geçti. Manisa'da böyle bir miting görülmedi. Denizli muhteşemdi. 8,5 yıldır iktidarda olan bir parti, her gününü halka hizmet için geçirmiş bir parti, millete ne söylemişse yerini tutmuş, sözünü tutmuş bir parti, yine milletiyle bütünleşmiş; hamdolsun. Bundan dolayı Allah'a hamdetmek lazım. Çünkü iktidarlar süre uzadıkça yıpranırlar. Biz birinci dönemi tek başımıza 2002 yılında kazandık. 2007'de Allah bize 2 seçmenden birinin oyunu nasip etti. Yüzde 47 aldık. 2004'de belediyelerin yüzde 75'ini, 2009'da yüzde 70'ini kazandık. Yetmedi 2 büyük milletvekili seçimi, 2 büyük mahalle seçimi; Yetmedi 2 referandumda çok şükür alnımızın akıyla çıktık. Demek ki 8,5 senede 6 seçim geçirmiş bir partiyiz. Her birinden hamdolsun ki birbirini geçen başarılar kazanmışız. Bu Türkiye'de kime nasip olmuş? Böyle bir başarıyı bize nasip eden Rabbimize hamdolsun. Bize bu başarıları arkamızdan destekleyerek gösteren milletimize şükranlarımızı, minnetlerimizi iletiyoruz. Şimdi 12 Haziran seçimleri AK Parti'nin 3 dönem iktidarı inşallah kısmet olacak.''
<< Önceki Haber 'Kürtçe'nin yasak olduğu dönemler çirkindi' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER