Baskındaki
sürpriz etkisi buna denir.
PKK'nın 'eve dönüş' yasası ve kış şartları nedeniyle harekâtı belki en az beklediği anda, üstelik gece
operasyonunu ABD'nin
Irak'ta açtığı koridordan geçerek yürütmek, ciddi bir güç ve uluslararası
işbirliği gösterisi oldu.
Operasyon sonucunda PKK'ya verilmiş askeri zararın boyutları nedir? Bunu şu anda ayrıntısıyla bilmek mümkün değil. Ama zaten bunun önemi ikinci sırada. Dünkü operasyonun birinci önemi, siyasi-
psikolojik etkisidir. Bunu da üç başlık altında tahlil etmek mümkün:
1- ABD ile işbirliği gerçek ve meyvelerini veriyor:
Türk savaş uçakları, Irak'ın yüzlerce kilometre içinde bir saat civarında şiddetli bir operasyon yürütmüştür. Bu, halen Irak'ın
hava sahası ve ordusunu kontrolünde tutan ABD'nin onayı, harekât koridorunu
temiz tutması dışında mümkün olmazdı.
Bağdat ve Erbil'in iknası buna dahildir. Bu durumu diyelim Meksika'nın kendisine karşı tehdidi bertaraf etmek için ABD'nin izniyle
Teksas eyaletinde operasyon düzenlemesinden çok da farklı görmemek lazım; o kadar önemlidir. Gelişmeler 5 Kasım'da
Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı George
Bush ile Beyaz Saray'daki görüşmesinin gerçekten bir dönüm noktası olduğunu gösterdi. İşbirliğinin hayat bulmasında askerlerin doğrudan siyasi sürece dahil edilmesi rol oynadı; bu bakımdan kutlanması gereken kişi Erdoğan'dır.
2- Kış ve gece artık PKK'ya sığınak değil: PKK ile çeyrek asrı bulan mücadelede kış ayları fiili
ateşkes ile geçerdi. Bazen PKK geri çekilme ve dinlenme ayları olarak değerlendirdiği kış aylarında
propaganda amaçlı 'ateşkes' de ilan ederdi. ABD'nin Irak operasyonu öncesindeki Türk
sınır ötesi harekâtları da hep bahar, yaz, güz aylarında olmuştur. Son harekât 1- Kış aylarında, 2- Gece şartlarında, 3- PKK'nın karargâhı
Kandil'e yapılan ilk harekâttır. Dünden itibaren kış ve gece PKK'ya sığınak olmaktan çıkmıştır. Kandil de artık güvenli değildir.
3- Harekât da, eve dönüş de planın parçası: Kış, gece ve Kandil'in artık PKK için güvenli olmaktan çıkması, DTP'nin içeride ve dışarıda PKK'nın muhatap alınması çağrıları yapmaya başladığı, yani PKK'nın güçlü olduğuna inandığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Harekât aynı zamanda Türkiye'nin Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı 'dağdakileri indirme' projesini
tartıştığı bir dönemde yapılmıştır. Şimdiye dek bu 'eve dönüş' projeleri hep çatışmaların fiilen durduğu dönemlerde söz konusu olurdu. Şimdi bir yandan siyaseten yumuşama siyaseti izlenirken, bir yandan
terörle mücadelede şiddet artırılıyor. Bu özellikle alt düzey militanları dağdan gerçekten inmeye zorlayıcı bir unsura dönüşebilir. Yeni bir yaklaşımdır.
Sınır ötesi harekât ve eve dönüş projesinin, ABD
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın 2 Kasım'da
Ankara'da Başbakan Erdoğan'la görüşmesi ardından açıkladığı 'kapsamlı planın' parçaları olduğu izlenimi güçleniyor.
Bu kapsamlı plana başka neler dahil? ABD'den son birkaç gündür gelen açıklamalar, Erdoğan,
Babacan,
Büyükanıt ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in son açıklamalarıyla birlikte okunduğunda bir dizi hukuki,
ekonomik ve diplomatik adımın daha sırada olduğunu tahmin etmek mümkün. Örneğin Çiçek'in
başkanlık ettiği Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nun son toplantısında tartışılan, PKK önder kadrosunun bulundukları ülkelerde yakalanarak iadesi projesinin önümüzdeki süreçte hızlanması önümüzdeki süreçte beklenebilir mi? Göreceğiz.
Ancak bu kapsamlı planın çerçevesini en çok anlatan ifadenin aslında kullanılmış olduğunu hatırlamak gerekiyor.
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın 9 Kasım'daki basın toplantısında kullandığı 'Irak'ta
modern bir federasyon
tercih edilir' ifadesidir bu çerçeve. PKK ve Kerkük'ün olmadığı ve Bağdat'ın merkezi gücünü kabul eden bir
Kürt federasyonunun Ankara tarafından kabul göreceğinin ifadesidir bu aynı zamanda. ABD, Irak ve muhtemelen Irak Kürtleriyle işbirliğini mümkün kılan uzlaşma zemini muhtemelen budur. Bu adımın kredisi
Orgeneral Büyükanıt'ındır.
Şimdi bu çerçevenin nasıl doldurulacağını izlemek zamanı.