BİRBUÇUK KUTUPLU DÜNYAYA DEVAM

Şimdi size bir komplo teorisi anlatmaya çalışacağım.


Peşin peşin söyleyeyim, bu teorinin tamamını ben uydurdum, uydururken bazı somut olaylarla ve gerçeklerle teoriyi desteklemeye çalıştım ama bu yine de bir teori, hatta dediğim gibi bir ‘uçuş denemesi.’ Teori şu: Şu anda Kafkasya’da yaşananlar, Rusya’nın yeniden dünya kabadayılığına soyunması vs. Amerika ile Rusya arasında adı konmamış, üstünde konuşulmamış bir zımni anlaşmanın sonuçları olabilir. Neden ve nasıl mı? Kemerlerinizi bağlayın, anlatmaya çalışayım: Amerika, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tek kutuplu dünyayı, Başkan ‘babaBush’un tabiriyle ‘Yeni Dünya Düzeni’ni yönetmeyi beceremedi. Zaten bu ‘yeni düzen’in önceden tasarlanmamış olduğu, Sovyetler Birliği’nin ortadan kalkmasıyla birlikte ‘Hadi bakalım şimdi ne yapacağız?’ sorusunun sorulmaya başlamasından belliydi. İlk yıllar, ‘Yeni dünya düzeni’nin merkezine Birleşmiş Milletler’in oturtulması, Amerika’nın ‘çok taraflılık’ görüntüsü altında BM’yi yönetmeye çalışmasıyla geçti. Ardından Bill Clinton yılları geldi, Avrupa’nın yeniden yapılandırılması, Avrupa savunmasının Avrupalılara bırakılması gibi konular bile konuşulur oldu ama Yugoslavya’nın dağılma sürecinde çıkan etnik savaşlar, BM ve Avrupa’nın iktidarsızlığı, bir haydut devlete karşı devletler hukukunun, diplomasinin yetersiz kaldığının görülmesi vs. Amerika gibi pragmatik hareket de edebilen gücü devreye soktu. Bosna’ya tek taraflı müdahale, ardından Kosova’ya müdahale derken, Amerikan muhafazakârlarının ortaya attıkları fikirler sanki geçerliymiş gibi gözükmeye başladı. Neydi o fikirler? Kabaca özetliyorum, meraklısı AEI (American Enterprise Institute) web sitesinden detayını okusun, dünyada Amerikan hakimiyeti mutlak olmalı, bu hakimiyete meydan okunamamalı ve sonsuza dek sürmeli! Peki nasıl kurulacaktı o hakimiyet? Tabii diplomasi, tabii soft power filan ama esas olarak Amerikan ordusu yoluyla. ‘Oğul’ Bush’un Başkan seçilmesi aslında Clinton zamanında hayata geçirilmeye başlanan Amerikan ordusunun dünya polisliğine soyunması görüntüsünün tersine çevrilmesi isteğinin, yani Amerika’nın içe kapanması tercihinin bir sonucuydu. Başkan Bush, orduyu küçültmekten ve Amerika dışındaki askeri birlikleri azaltmaktan, Amerikan askeri operasyonlarını (Bosna ve Kosova’dan asker çekme tartışması vardı 8 yıl önce de) durdurmaktan söz ediyordur. Donald Rumsfeld, Amerikan ordusunu dramatik biçimde küçültmek için seçilmiş yöneticiydi vs. Ama 11 Eylül bu planları dramatik biçimde değiştirdi. Amerika önce Afganistan’ı, ardından Irak’ı işgal etti. Her iki işgal de başarısız. Bunu, o iki savaşı teorize edenler bile kabul ediyor artık. Ama sadece askeri bir başarısızlıktan söz etmiyoruz. Amerikan gücünün bu şekilde tek taraflı ve dolayısıyla adil olmayan biçimde kullanılması, paradoksal biçimde o gücün kendisini de sınırladı. Amerika’dan nefret etme sporu, herhalde dünyanın en popüler sporu. Tam da bu dönemde, Amerika’nın ciddi desteğiyle Rusya küllerinden yeniden doğmaya başladı. Clinton döneminde Uluslararası Para Fonu IMF’den 50 milyar dolar borçlanan Rusya’ya, borcunu ödeyebilsin diye Amerika bir ‘kıyak’ yaptı, petrol fiyatlarının artmasına göz yumdu. Petrol fiyatının yapay biçimde arttırılabildiği görülünce diğer petrol ülkeleri durumdan faydalanmayı düşündüler ve bugün petrol fiyatı kontrol edilemez seviyelere kadar geldi, bu silahı ilk kullandıran ülke olan ABD’yi vuruyor. Rusya, sadece küllerinden yeniden doğmadı, zenginleşti de. Ve zenginlik Rusya yöneticilerine yeniden askeri harcamalara girişme imkânı da tanıyor. Şimdi soğuk savaşta değilsek de, bir tarafı Amerika’nın temsil ettiği kutupla Rusya’nın liderliğine soyunduğu diğer kutup arasında bir silahlanma yarışı başlaması hiç de sürpriz olmaz. Amerika’nın füze kalkanına Rusya sokağa dünyanın parasını dökerek bir cevap vermek zorunda, yoksa ciddiye alınmaz, kendisinin caydırıcılığı da olmaz. Ama ilk soğuk savaşı Rusya tam da bu nedenle kaybetmişti, teknolojisi Amerikan füze kalkanına cevap veremiyordu. Şimdi Rusya bu konuyu yeniden deneyecek, petrolden gelen milyarlarca dolarını halkının refahı yerine uzaydaki uydulara, gelişmiş radar sistemlerine, gelişmiş bilgisayarlar tarafından yönetilecek aynalara vs. harcayacak. Harcayacak ama harcamalarının karşılığını alıp almayacağını da bilmiyor, onun için yeniden KGB’ye (yeni adıyla FSB) yüklenecek, Amerika’dan bu işin sırrını çalmalarını isteyecek vs. Ben bu yolun sonunu biliyorum, çünkü bu filmi daha önce de izledim.
<< Önceki Haber BİRBUÇUK KUTUPLU DÜNYAYA DEVAM Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER