Ergenekon'u JİTEM'le vuran Avcı...

Ergenekon davasında bugüne kadar verilen en önemli ifade, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ya ait.


Hanefi Avcı ifade vermekle kalmıyor, adeta "milletim uyan" çığlığı atıyor. Tek başına bu ifade bile, devlet içindeki hukuk dışı yapıların varlığını ve bu millete yapılan büyük ihaneti anlatmaya yeter. Bu ifade; hâlâ Ergenekon davasını küçümseyen ve kafası karışık bulunanların vicdanına yapılan son bir insaf çağrısıdır. Bu davanın, kendi ayrıcalıklı konumlarını bitireceğini bilen Cumhuriyet elitlerine, vesayetçi çevrelere ve Ergenekon muhiplerine ise, "bütün yaptıklarınız boşa gidecek, demokratikleşmeyi asla engelleyemeyeceksiniz" ihtarıdır. Hanefi Avcı'nın, Edirne emniyet müdürü iken, 18 Haziran 2009'da, Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiği yazılı ifadesi, neden bu kadar çok önemli? Birincisi, Sayın Avcı dürüstlüğüne, ülkesine ve devletine bağlılığına kimsenin laf edemeyeceği bir kamu görevlisi. İkincisi, 1984 yılı sonu ile 1992 yılı Mart ayı arasında Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. Üçüncüsü, halen bir büyük ilin emniyet müdürü olarak faal görevde. Avcı'nın ifadesindeki en önemli konu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin varlığını inkâr ettiği JİTEM'le (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele birimiyle) ilgili söyledikleridir. JİTEM'i kuran; bir dönem MİT müsteşarlığı yapan Teoman Koman, açıklamalarında; "JİTEM diyeni ihbar edin" diyordu. 28 Şubat'ın Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, gazetecilerle yaptığı bir sohbette, "Susurluk ile TSK'yı birlikte anan, JİTEM'den söz eden vatan hainidir." diyordu... TBMM Susurluk ve İnsan Hakları Araştırma Komisyonları Başkanı Mehmet Elkatmış, MİT Müsteşarı Köksal Sönmez'e, JİTEM'i sorduklarını, "böyle bir örgüt yok" cevabını aldıklarını söylemiş ve ilave etmişti: "Cinayetlerin arkasında hep JİTEM çıkıyor, Güneydoğu'yu kasıp kavuruyor, yetkililer, 'yok' diyor. JİTEM denilince aklıma Teoman Koman, Veli Küçük, Arif Doğan, Cem Ersever geliyor... Ersever, işin yanlış olduğunu anlamış, ifşaatlarda bulunmuş ve ortadan kaldırılmıştır. Elindeki bilgi ve delillerden endişe ediyorlardı, ortadan kaldırıldı." Hanefi Avcı da ifadesinde şunları söylüyor: "Diyarbakır'da örgüt kurucusu ve üyeleri olan Arif Doğan, Cem Ersever, Aytekin Özer isimli şahıslar ve kod isimleriyle tanıştırıldığını öğrendiğim bir kısım kişilerle karşılaşıyordum. Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanlığı ve Diyarbakır Alay Komutanlığı içerisinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunmaktaydı. Veli Küçük isimli şahsın Jandarma Genel Komutanlığı'nda karargâhta olduğunu ve JİTEM'in ona bağlı bölge ve Diyarbakır'da teşkilatlandırıldığını duymaktaydım. Korgeneral Hikmet Köksal, Diyarbakır Asayiş Kolordu komutanı iken tüm birlikler ona bağlı olduğu gibi JİTEM de ona bağlıydı." Hanefi Avcı'nın ifadesindeki en çarpıcı bölüm ise Binbaşı Cem Ersever'in JİTEM tarafından Ankara'da bir evde öldürüldüğünü söylemesidir. Avcı ayrıca; "Ölümünden sonra Cem'in kullandığı telefonun Yeşil'e (Mahmut Yıldırım'a) geçtiğini tespit ettik." diyor. (Burada bir parantez açmak istiyorum. Kendi binbaşısını vuran bir silahlı kuvvetler beni çok rahatsız ediyor. Bir de Levent Ersöz. Türk ordusunda ilk defa bir general, adalet korkusuyla yurtdışına kaçtı...) Birkaç gün önce çok önemli bir gelişme daha oldu. Hazırlık soruşturması 13 yıl süren, görevsizlik kararları nedeniyle 4 yıl boyunca mahkemeler arasında dolaşan 8 cinayetle ilgili JİTEM davasına, Diyarbakır'daki mahkemelerin bakması kararlaştırıldı. Askerî Yargıtay, askerlerin Diyarbakır 7. Kolordu Askerî Mahkemesi'nde yargılanmasına karar verdi. Sivil sanıkları ise Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi yargılayacak. Kararda, soruşturmada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kriterlerine dikkat edilmesi gerektiği de vurgulandı. Ergenekon davası bir kartopu. Tepelerden aşağı yuvarlandıkça bir çığ oluşuyor. Altında kalacakları hep birlikte göreceğiz.
<< Önceki Haber Ergenekon'u JİTEM'le vuran Avcı... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER