Bırak kabineyi, adamını kurtarmaya bak!


Hiç kaçırır mı? “Yeni Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in ideolojik takıntıları var” diye yazacak. Ama kendisi Mao tişörtüyle ortalıkta şebek gibi dolaşacak. Hiç kaçırır mı? Mahallenin Ayşenur ablası, “ideolojik takıntı” pasını alıp ekranlardan bir güzel gole çevirecek. Hiç kaçırır mı? “Ejder” namıyla maruf işadamının en mutemet kalemi, her cümlesinin arasına özenle “tartışmalı isim kabinede” ibaresini sıkıştıracak. Hiç kaçırır mı? Kemalist barikatların “solcuymuş gibi” yapan Sözcü gazetesi, “Çocuklarımız bu zihniyete emanet” diye manşet atacak. Hiç kaçırır mı? “Deveyi diken” lafını tedavüle sokarak, ulusalcı terbiye anlayışına zirve yaptıran Mehmet Türker adlı vatandaş, “demokrasi amaç değil, araçtır” lafını hatırlatacak. Hiç kaçırır mı? Doğan Medya Grubu’nun memuru, “fırsat bu fırsattır” diyerek, “intihal”den girip “şeriat”tan, “tramvay”dan girip “araç”tan çıkacak. Hırslarını alamayan ne kadar düşük profil adam varsa, ağzını ve ahlakını bozmak pahasına, vuracak da vuracak... Hiç kaçırırlar mı? Ben Radikal gazetesinden yeni bir hamle bekliyorum... Gide gide “Metin Lokumcu’nun arkadaşlarının çıkardığı gazete” haline gelen solcu Radikal gazetesi, “katledilen emekli öğretmen”le yeni kabine arasında irtibat kurabilir, yoksa da bunu yaratabilir. Murat Belge’yi Marksizm’den vurmuşlardı, Ömer Dinçer’i de bir irtibat noktası bulup Metin Lokumcu’dan vurabilirler. Emin Çölaşan’ın da hoşuna gidecektir. Fakat çözemediğim bir husus var. Ne zaman Radikal gazetesini açsam, “katledilen emekli öğretmen” ifadesiyle karşılaşıyorum. Kalp krizinden ölmemiş miydi bu değerli eğitim neferi? Polisle dalaşırken, Başbakan’ın otobüsüne taş atarken, güvenlik barikatlarını yarmaya çalışırkenki görüntüleri çarşaf çarşaf yayınlanmıştı gazetelerde... Demek ki, basbayağı fiziki performans sergilemiş. Ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa? Belki de, dedikleri gibi, kalp krizini “biber gazı” tetiklemiştir. Bilemiyorum. Bu vesileyle kendisine tekrar rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bir ara da, Lokumcu’nun Murat Belge tarafından katledildiği kuşkusuna kapıldım. O kadar çok Murat Belge, o kadar çok Metin Lokumcu lafı geçti ki Radikal sayfaları arasında... Kuşkum dağılmış değil... En iyisi, bu konuyu Sırrı Süreyya Önder’in vicdanına bırakmak... Peki, ben nasıl buldum yeni kabineyi? Bir iki sürpriz isim dışında, beklediğim gibi bir listeyle karşılaştım. İdris Naim Şahin, sürprizdi mesela. Fatma Şahin ve İsmet Yılmaz da öyle... Benim açımdan tabii. Fakat siz ne söylerseniz söyleyin, ben ne söylersem söyleyeyim, arkada yüzde 50’lik devasa bir destek var. Bu konuda söyleyeceğimiz her söz, boş gevezelikten öte gitmez. Siz bırakın yeni kabineyi de, Kılıçdaroğlu’nu nasıl kurtaracaksınız, ona bakın. Meclis’e girebilmek için kıvranıyor adamcağız... Bir blöf yaptı, altında kaldı. Şimdi bir yardım eli, bir destek, onurunu kurtaracak bir formül bekliyor. Başbakan’ın çağrısına “hayır” demişti. Utandığından olsa gerek... Siz de bir el atın, biraz cesaret verin de, Meclis Başkanı’nın sunacağı fırsatı değerlendirsin. Olmaz mı?
<< Önceki Haber Bırak kabineyi, adamını kurtarmaya bak! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER