Son pürüz de kalkıyor


CHP'lilerin geçtiğimiz pazartesi günü yemin etmesinden sonra BDP'li milletvekillerinin boykotu, yeni yasama dönemine bir nebze de olsa gölge düşüren son pürüz olarak kalmıştı. Bilindiği gibi, BDP'nin Meclis boykotu tamamen ideolojik temelliydi. Bu sayede bir yandan her zamanki gibi gerginliği tırmandırmak istiyor, bir yandan da Hatip Dicle'nin de milletvekili olmasını dayatarak Apo'ya yol açmanın hesabını yapıyorlardı. Bu arada Diyarbakır'da parklarda yayılarak ya da "Grup Toplantısı" yaptıklarını ilan ederek boykotun keyfini çıkardılar. Fırsattan istifade, bütün dünyaya Kürdistan'ın (!) merkezinde "Kürt Parlamento Grubu" toplama mesajı vererek caka satmayı da ihmal etmediler. Halbuki sadece kendilerini gülünç duruma düşürmekle kaldılar. Apo/PKK/BDP taifesi, seçimden önce ortalığı karıştırmak için "15 Haziran'da iç savaş" tehdidinde bulunmuşlardı. Seçimden sonra da şantajlarını devam ettirmek için bu defa "15 Temmuz" tarihini ilân ettiler. Bundan kısa bir müddet sonra da İmralı'dan "boykotu bitirin" talimatı geldi. Zira bu boykotun başta Güneydoğu halkı olmak üzere hiç kimse tarafından tasvip edilmediğini görmüşlerdi. Zombiler gibi kayıtsız şartsız teröristlerin ve PKK'nın emrinde olan BDP'nin, TBMM'ye gelmek ve yemin etmek için nazlanması çok komiktir. Bu münasebetle, Meclis Başkanı Çiçek'in ve AK Parti yöneticilerinin sabırlarını takdir ediyoruz. Aslında BDP'liler, Apo'dan talimat alınca CHP'lilerden önce boykottan vazgeçmiş ve yemin etmeye karar vermişlerdi. Ancak, CHP'liler "BDP'nin kuyruğuna takıldılar" ithamına maruz kalmamak için BDP'lilerle aynı günde yemin etmek istemediler. *** Biz BDP'lilerin dünkü güven oylamasından önce yemin etmesini ve krizi bitirmelerini bekliyorduk. Lakin BDP'liler bir gün daha nazlanmayı tercih ettiler. Normal olarak dün TBMM'nin tatile girmesi bekleniyordu. Bu durumda, ya tatil kararı hafta sonuna kadar uzayabilecek, ya da BDP'li milletvekillerikendilerini halk nazarında küçük düşürerek- yasama yılının açılacağı 1 Ekim tarihine kadar boykotlarını devam ettirecekler. Eğer ağababaları boykotu bitirme talimatını değiştirmemişse, en kısa zamanda Meclis'e gelip yemin etmekten başka çareleri de yoktur. İnsanın kendi hür iradesiyle hareket edememesi ne kötü bir akıbet değil mi?... Böylesine faşizan bir ortamda terör örgütü ve terörist başı adına siyaset yapmaya çalışanlara acıyoruz. *** Kürt konusu artık bir sorun olmaktan çıkıyor. Irkçı-bölücü teröristler boşuna uğraşmasınlar. Onları destekleyen terör yanlısı liberal geçinenler de hiç heveslenmesinler. Başta Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi, artık asimilasyon söz konusu değildir; bilakis insan hak ve hürriyetlerinin "ileri demokrasi" normlarına göre uygulanacağı yepyeni bir "Hürriyet ve Demokrasi Dönemi" başlıyor. Bu dönemde, teröristler silahlarını bırakmaya mecbur kalacaklardır. Esasen bu vahşi terörü devam ettirecek mecalleri de kalmamıştır. Gerçekçi bir değerlendirme yaparak bu mücadelenin silahlı değil, ancak siyasetle mümkün olabileceğini anlamalıdırlar. "Yeni Anayasa"da elbette demokratik hak ve hürriyetlerin sınırları genişletilecektir. Lakin bu durum, Türkiye'nin millî ve üniter yapısından taviz verilmesini, "devlet içinde devlet", "millet içinde millet" kurulmasını gerektirmez..
<< Önceki Haber Son pürüz de kalkıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER