İki sınıfın hikâyesi


Gelişmekte olan ülkeler dünya üretiminin yarısından fazlasını yapmaya başladılar. On yıl önce sadece üçte birini yapıyorlardı. Bu yeni süreç eski zengin ülkeleri endişelendirdiği gibi, çok ilginçtir, gelişmekte olan ülkelerin zenginlerini ve orta sınıflarını da tedirgin ediyor. Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan bu dönüşümü biraz deşelim... Mesela Brezilya'da son on yılda 33 milyon kişi fakirlikten kurtulup yeni orta sınıfa yükseldi. Böylece 190 milyon nüfuslu Brezilya'da artık 105.5 milyon kişi orta sınıfı oluşturuyor. Peki bu yeni orta sınıfla eski orta sınıf arasında ne fark var? Yeni orta sınıf, artan gelirlerinin etkisiyle çocuklarını özel üniversitelere ve özel teknik okullara gönderiyor. Böylece yeni orta sınıf, eski orta sınıfın iş alanlarına girerek onlarla rekabet ediyor. Yükselen yeni orta sınıf karşısında rekabet edemeyen eski orta sınıflar işte bu durumdan çok telaşlılar ve şikâyetçiler. Aynı şekilde dünyanın eski zengin ülkeleri de bu gidişattan endişeliler. Bu yüzden olmalı, gelişmekte olan ülkeler lehine dünya ekonomisinde yaşanan bu trend değişikliği, şimdi eski zengin ülkeler tarafından "kriz!" olarak nitelendiriliyor. Brezilya'da orta sınıfın nasıl genişlediğinin, sınıfların nasıl yer değiştirdiğinin örneğini verdik. Zenginleşen Çin, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerde Brezilya'da olduğu gibi sınıfsal çatışmalar yaşanıyor. Gelelim Türkiye'deki zengin ve orta sınıfların çatışmasına... Türkiye'de de Brezilya'da olduğu gibi 17 milyon kişi son on yılda fakirlikten orta sınıfa geçti. Bu yeni orta sınıf, çocuklarını özel üniversitelere ve paralı kolejlere göndermeye başladı. Bir yanda Anadolu sermayedarı İstanbul'un statükocu sermayedarının işine rakip olurken, diğer yanda da Türkiye'nin yeni orta sınıfı, Kemalist orta sınıfın iş alanlarına girdi. Artık yeni orta sınıfın çocukları da mühendislik, işletmecilik, öğretmenlik, doktorluk alanında eski orta sınıfın işlerini elinden almaya başladı. İşte Türkiye'deki bu dönüşüm, CHP ile statükocu İstanbul sermayesi arasındaki sıkı işbirliğinin, TÜSİAD ile CHP, MHP ve BDP'nin yeni anayasaya karşı gösterdiği direncin arka planını bize açıklıyor. Anadolu sermayesi ve yeni orta sınıf, eski zenginleri ve eski orta sınıfı iyice sıkıştırıyor. Yaşanan gürültünün sırrı burada. Eski zenginler ve eski orta sınıflar konumlarını kaybetmemek için var güçleriyle direniyorlar. Ama görünen o ki AK Parti, Brezilya İşçi Partisi gibi üçüncü defa iktidara gelerek Anadolu sermayesinin ve yeni orta sınıfın siyasi hareketi olduğunu bize gösteriyor. Niye anlattık bütün bunları? Bugün dünyada, eski zengin ülkelerle yeni gelişen ülkeler arasındaki yarış ve çatışma bize "kriz" diye sunuluyor. Aynı şekilde gelişmekte olan ülkelerde yaşanan eski zenginlerle yeni zenginler ve orta sınıflar arasındaki sınıf çatışması da bir dönüşüm değil de bir krizmişçesine yorumlanıyor. Brezilya'da, Hindistan'da olduğu gibi Anadolu sermayesiyle, statükocu İstanbul sermayesi, Kemalist eski orta sınıfla yeni orta sınıf çatışması bir ekonomik kriz olarak dile getiriliyor. Statükocu İstanbul sermayesi ve onların işyerlerinde çalışan Kemalist orta sınıfın meslekli temsilcileri, "faizler artsın "derken, Anadolu sermayesi ve yeni orta sınıf "faiz artmasın, üretim ve ihracat artsın" diyor. Dün Başbakan Erdoğan da bu çatışmaya değinerek, şunları söyledi: "Biz yere çok sağlam basıyoruz. Batı'da, Avrupa'da kriz olabilir ama biz bunların hepsine hazırlıklıyız. Daha önce 'teğet geçecek' dedim. Bu sefer teğet bile geçecek demiyorum. Daha iyiyiz, daha güçlüyüz. Hiç endişeniz olmasın. Biz bugün eğer güçlüysek, bilesiniz ki kamu harcamalarında yaptığımız tasarruflardan ötürü güçlüyüz. Biz de öncekiler gibi israfa devam etmiş olsaydık, bugün bu noktada olmazdık" dedi. Kısacası, bugün yaşadığımız kriz değil, dönüşüm! Ekonomik kriz olarak sunulmaya çalışılan şey, eski zengin ülkelerle yeni zengin ülkelerin çatışması ve ülkelerin kendi içindeki sınıf çatışmaları. Brezilya'da Lula Da Silva ve yeni Başkan Dilma Roussef'in, Türkiye'de Tayyip Erdoğan'ın fakirleri zenginleştirmesi eski sınıfları rahatsız ediyor. Maalesef faiz lobisine yine iyi haber yok. Bir ekonomiyi ileri götüren sınıf çatışmasıdır. "Faizi yükseltin" çığırtkanlığı yapan statükocu İstanbul sermayesinin yanında çalışan Kemalist, eski orta sınıf çalışanlarına duyurulur. Tarihin gelişimi karşısında hiç şansınız yok.
<< Önceki Haber İki sınıfın hikâyesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER