Sanat mı dediniz?


Geçtiğimiz ay Film Arası Dergisi'nden arayıp, Radikal'den sevgili Uğur Vardan'ın; "Bugün Türkiye'yi saran siyasi iklim, 2002'yi çıkış noktası olarak alırsak yaklaşık dokuz yıldır iktidarda. Lakin kendini yüzde 50'lerle ifade eden bu hareket, sanat alanında, özellikle de sinemada henüz düşünsel uzantılarını bulmuş ya da yansıtmış değil. Bu yolculuğun sanatsal izdüşümü hangi noktada, nasıl bir hesaplaşmadan geçiyor, Türkiye'deki yaşanan sosyolojik değişimlere nasıl refleks veriyor; bunu sinemada, en azından o ideolojiye sahip yönetmenler tarafından yapılan filmlerle görmek istiyorum." şeklindeki haklı bir tespitinden yola çıkarak, "Başbakan ustalık döneminden bahsederken, muhafazakâr sinemada bundan bahsedebilir miyiz?" şeklinde soru sormuşlardı. Sorularına verdiğim cevabı derginin internet sitesinde ya da arama motorlarında bulabilirsiniz. Ben bugün başka ama konuyla da nispeten ilgili bir yaşanmış hadiseden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık bir yıldan beri özellikle "muhafazakâr sinemacı" dediğimiz çevreden olan arkadaşlar her ay periyodik olarak toplantı yapıyor. İçlerinde deneyimli yönetmen, senarist, görüntü yönetmeni, müzisyen, yapımcı, prodüksiyon işleriyle ilgili birçok sinemacı var. Epey gazeteci ve sektörle bir şekilde ilgili isimler de katılıyor bu toplantılara. Bunların yanında sektöre yeni girmiş genç sinemacı kuşağın da ilgisi az değil. Bir vakıf, dernek ya da başka tür kurumsal disiplin çerçevesinde beraber olma çabası değil bu toplantılar. Tamamen 'meşveret' esaslı, bir tür hal hatır sorma, hem/dem olma birlikteliği... Bu toplantılar birkaç ay İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Kültür AŞ'nin Topkapı'daki merkezinde yapıldı. Bakınız 'dı' diyorum zira artık orada yapılmıyor. Çünkü kibar bir üslupla kapı önüne konuldu bu insanlar. Sanırım her şey eski müdür Nevzat Bayhan Bey'in milletvekili adayı olmasıyla değişmeye başladı. Bizler 'Ah ne âlâ, kültür/sanatın en deneyimli isimlerinden biri Meclis'e giriyor' diye sevinirken, iktidar partisi birçok sanatçı gibi, Nevzat Bey'i de aday göstermedi. Elbette onların bileceği iş ve bize düşmez, kimi listelerine alıp kimleri almadıklarını sorgulamak. Lakin güreşçiye, futbolcuya (bunları küçümsediğim için söylemiyorum asla, gerekli buluyorum hatta) gösterilen ilgi ve perestiş nedense sanatçıya gösterilmez siyasiler tarafından. Asla, daha fazla isim vererek işi kişiselleştirmek istemem. Ama içinde bulunduğumuz manzaranın net görülmesi açısından da böylesi bir yazı şarttı açıkçası. Nevzat Bey'in gidişiyle beraber değişti tabii bazı isimler. Yerine gelen beyefendinin ismini hiç duymadım ve tanımam da şahsen. Ve büyük ihtimalle çok değerli bir isimdir, kültür ve sanat alanında elbette ki yetkindir. Bundan şüphem yok. Lakin bu tür görev değişiminden sonra kurumlarda yaşatılan bozgun ve talan psikolojisinin, parti farkı gözetmeksizin, devletin tüm birimlerine sinmiş olduğunu uzaktan gözleyen biri olarak söyleyebilirim. Kültür AŞ'de de böyle bir şey oldu sanırım. Ve enteresandır, yeni gelen yönetici arkadaşlar ilk iş olarak sinemacıları kapı dışarı etmeyi seçtiler. Oysa hiçbir zararı yoktu bu sinemacıların kimseye. Herhangi bir işi, organizasyonu da engellemiyorlardı. Başka bir ülkede, şehirde olsa, yalvarıp yakarılarak tertiplenecek olan bir organizasyon büyük bir keyifle sona erdirilmeye çalışıldı. Elbette birtakım zevatın engellemeleri ile durmaz bazı şeyler. Bu toplantılar hâlâ yapılıyor ama başka mekânlarda tabii. Ki sanata ne engeller çıkarılmış bu ülke tarihi boyunca. Eminim bu yazıdan sonra on türlü bahane bulunup, 'efendim şöyleydi de böyleydi de' filan şeklinde kendilerince açıklamaları olabilir sevgili yetkililerin. Ama tüm bunlar gerçeği değiştirmiyor ne yazık ki! Son tahlilde manzara şudur yani: Siyaset ustalarının bürokratları sinemanın ustalarına, 'bizden ırak olun da nerede olursanız olun' deyip, okulsuz eğitim hayal eden siyasi zihniyetin yaşadığını bir kez daha hatırlatmışlardır bize. Sanırım Kültür AŞ'nin o salonu, şimdi koltukları gıcır, masası düzenli, kliması kapalı güzel güzel dinleniyordur.İşte böyle.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER