Gönül Sultanlarından:Fudayl Bin İyad

Safvet Senih

Safvet Senih

10 Oca 2024 10:47
  • Fudayl bin İyad, ne gariptir ki, vaktiyle yol kesip, kervan basan bir eşkıya reisi imiş… Hani Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ya: “İnsanın kalbi Cenab-ı Hakkın iki parmağının arasındadır. Sabah kalkıp Müslüman iken, akşam kâfir olan olur. Sabah kâfir akşam mümin olan olur. İmanımızı devamlı ‘Lâ ilâhe illallah’ diyerek yenileyip durun.”
    Evet sabah mümindir, ama bir günah işlemiştir. Hemen tevbe istiğfar ederek temizlenmemişse, her bir günahtan küfre giden bir yol olduğundan onu şeytan işletip (Lem’alar’da izah olduğu üzere)  inkara götürebilir. Bir başkası sabah kâfir iken yaptığı bir cömertlik, bir derin tefekkür ile Allah’ın lütfu ile  imana, iza’na gelebilir…
    İşte Fudayl, yine bir kervanı vurmak üzere pusuya yattıkları bir gün, kervancılardan birinin Kur’an’dan âyetler okuyup mânâlarını da anlatarak gittiğine şâhit olmuş, dikkatini çeken bu güzelliği sessizce dinlemeye başlamış.  yetler onda müthiş bir titreme ve bir ürperme meydana getirmesi üzerine ortaya çıkıp silahını atarak feryadı basmış:  “İşte teslim oluyor, tevbe ediyorum!  Ben yol kesicilerin başı meşhur Fudaly’ım!” 
    Bundan sonra tam bir dönüş yaparak kendisini tamamen ilme verip örnek bir maneviyat  adamı olan Fudayl, tasavvufun derinliklerine de dalmıştır.
    Tabiî daha önce haklarını gasbedip mallarını aldığı kimselerle bir bir helâllaşarak ya mallarını iâde etmiş veya bedellerini vermiştir.
    Ne var ki, hak sahiplerinden birisi de bir Yahudi  çıkmış. Yahudi işi zora sokarak:  “Şu kum tepesini kaldırıp burasını dümdüz yapar da bana bahçe haline sokarsan, ancak o zaman hakkımı helâl ederim” demiş.
    Fudayl, bunu göze almaktan  çekinmemiş;  “Sen bana hakkını helâl et, yeter. Ben günlerce de olsa, sıcakta kürek sallar, bu kum tepesini düzler, ekeceğin bir yer hâline getiririm” demiş.
    Böylece bir haftada ancak düzlenebilecek tepeyi dağıtmaya başlayan Fudayl, bir geceden sonra yine işe başlamak üzere geldiğinde tepenin yok olduğunu, dümdüz hale geldiğini  görmüş. Yahudi de duruma şahit olunca merak ederek bunu nasıl yaptığını sormuş, Fudayl ise, şu karşılığı vermiş:  “Tepenin nasıl düzeldiğini ben de bilmiyorum. Dün akşama kadar kürek sallayıp kum attım. Gece bir fırtına çıktı, burada ne kadar kum varsa hepsini alıp savurmuş olacak ki, gördüğümüz gibi tepe dümdüz olmuş. Artık senin hakkını helâl etmenden başka bir şey kalmadı.”
    Yahudî bunun üzerine hakkını helâl etmiş ve derin düşünceye dalmıştır.
    Tevbe ettiği ilk günlerde bir dostuna rica eden Fudayl,  “Beni bir suçlu olarak kadı huzuruna götür. Ben mahkemede her şeyi itiraf edip, alacaklıların haklarını ödemeye çalışacağım. Böylece âhirete  temiz gitmek istiyorum.” demiş. Dostu da onun ellerini bağlayıp mahkemeye kadı huzuruna çıkarmış. Onun bu samimiyeti karşısında, hak sahipleri de  hak iddiasında bulunmamış, şikayetçi olmamışlar.
    Nasihat almak için kapısına gelen Halife Harun Reşid’e Fudayl, şöyle demiş:
    “Ey müminlerin Emiri!  Ömer bin Abdülaziz’i halife yaptıklarında, o, Sâlim bin Abdullah gibi zâtları  çağırarak onlara dedi ki: -Ben arzu etmediğim halde, üzerime bir yükü yüklediler. Bana ne tavsiye edersiniz: Burada halife olup da âhirette dilenci olmak da var, bu işin içinde?
    O zaman Salim şu karşılığı vermiş:
    -Sen azabtan kurtulmak istiyorsan, Müslümanların yaşlılarını baban, anan; gençlerini oğlun, kızın ve kardeşin kabul et; babana, anana, oğluna, kızına ve kardeşlerine nasıl muâmele edersen, halka da aynı muâmeleyi yap. Böyle niyet ve davranış içinde olursan, kurtulursun.”
    “İşte ey müminlerin halifesi, sen de idare ettiğin ülkeni, senin kendi evin bil. Bu ülkenin halkını da kendi evindeki ailen olarak gör. Evine ne türlü bir anlayış hâkim olmasını istersen, ülkeni de onu iste. Ev halkına neleri münasip görürsen, ülke halkına da onu münasip gör.”
    İnsanlardan uzak kalarak derin tefekküre daldığı inziva günlerinden birinde Fudayl şöyle der: “Beş şey vardır ki, kötülük ve bedbahtlık işaretidir: 1-Katı kalbli olmak. 2-Göz yaşından mahrum olmak. 3-Utanma hissini yitirmek. 4-Aşırı dünya hırsına dalmak. 5-Ölümü unutup dünyaya kapılmak. İşte bunlar kötülük işaretidir. Bu hallerden uzak kalmak gerek.”
    Bir gün şöyle der:  “Dualar kabul olacak, hemen dua ediniz’  deseler, ben kendime değil de hemen devlet büyüğüne dua eder, idare adamlarının ıslah olmasını dilerim. Çünkü benim iyi olmamla Müslümanlar pek bir şey kazanmaz. Ama devlet büyüğü ile diğer idare adamlarının iyi olmasıyla Müslümanlar iyilik kazanırlar.”
    Fudayl bin Iyad, 107’de (Miladi 729)  doğmuş, 187 Hicri senesinde Mekke’de ruhunun ufkuna yürümüştür.

    10 Oca 2024 10:47
    YAZARIN SON YAZILARI