Başbakan Yardımcısı Atalay:

Başbakan Yardımcısı Atalay: Benim başörtülü kız kardeşim başörtüsüyle üniversiteye gidecek, Alevi vatandaşım kendi inancını yaşayacak, Kürt vatandaşım kendi dilini konuşacak ve Türkiye bütün renkleriyle bir arada bütünlük ve kard


VAN (A.A) - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Benim başörtülü kız kardeşim başörtüsüyle üniversiteye gidecek, Alevi vatandaşım kendi inancını yaşayacak, Kürt vatandaşım kendi dilini konuşacak ve Türkiye bütün renkleriyle bir arada bütünlük ve kardeşlik içinde yaşayacak dedi.
     Van Valiliğinin Gönül Sofrası ismini verdiği iftar davetine katılan Başbakan Yardımcısı Atalay, iftar öncesi bir konuşma yaptı.
     Türkiyenin birliği, bütünlüğü ve kardeşliği yaşanacak bütün acıların üstesinden gelmeye yeterli olduğunu belirten Atalay, hükümet olarak en büyük çabalarının ülkenin birliği ve bütünlüğü güçlendirmek olduğunu bildirdi. Bu konuda gösterdikleri çaba ve attıkları adımların herkesin bildiğini anlatan Atalay, kardeşliği bir çimento olarak görerek geçmişin yaralarını sarmaya çalıştıklarını vurguladı.
     Türkiyenin her kesiminde temsil edilen bir parti olarak kardeşliğin en büyük güvencesi olduklarını dile getiren Atalay, şunları söyledi:
     Geçen 10 yıllık dönemde ülkemizde hem ekonomik hem de demokratikleşme alanında çok büyük adımlar atıldı. Birileri rahatsız olsa da büyüyen güçlenen bir ülkeyiz. Bugün ülkenin adı daha büyük, pasaportu daha güçlü, parası daha kıymetli ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak çok değerli, her alanda ve anlamda itibarlı. Bunu çok önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Türkiyenin bu gücünden ve yükselişinden tabii ki rahatsız olan devlet ve milletler de var. İşadamlarımız her yerde yatırımlar yapıyorlar. Hem işadamlarımızın hem bilim adamlarımızın hem de siyaset adamlarımızın özgüveni arttı. Evvelde olduğu gibi ben yapamam diye çekinen değil ben yaparım diyen bir millet gelişti. Bugün Türkiye onun için gelişiyor. Bir yandan devletin tutarlı politikası diğer yandan özel sektörün fedakarlı ve riskli yatırımlarıyla Türkiye dünyaya örnek durumdadır.
    
     -Demokratikleşe adımlarına OHALin kaldırılmasıyla başladık
    
     Demokratikleşme alanında Türkiye çok önemli adımlar attığını ifade eden Atalay, geçen 10 yıla bakıldığı atılan demokratik adımlardan en fazla bu bölgenin ve Vanlı vatandaşların bildiğini söyledi. 3 Kasım 2002de iktidara gelerek 18 Kasım 2002de Abdullah Gül başbakanlığında 58. hükümetinin kurduğunun hatırlatan Atalay, AK Parti hükümetinin ilk önemli icraatın iki hafta sonra 30 Kasım 2002de OHALin kaldırılması olduğunu vurguladı.
     AK Parti olarak demokratikleşme adımlarına OHALin kaldırılmasıyla başladıklarını anlatan Atalay, şunları kaydetti:
     Türkiye geçmişte acılar çekti. Devletin veya devlet adına tasarrufta bulunanların bazı yanlışları sebebiyle bazı kesimlerinin devlete güveni azaldı. Bu kimi zaman Kürt kökenli vatandaşlar olmuştur, kimi zaman başörtüsüyle üniversiteye gidemeyen kız kardeşlerimiz olmuştur, kimi zaman Alevi vatandaşlarımızı olmuştur ama şunu biliyoruz ki devletin zaman zaman kendi vatandaşlarıyla sorunları olmuştur. O sorunların büyük kısımları bu bölgelerde ve şehirlerde yaşamıştır.
     İktidara geldiğimizde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde faili meçhulleri çok olan ve işkence ile anılan bir ülke konumundaydık. Anayasadan başlayarak mevzuatı ve kanunları değiştirdik. Siyasi iktidar olarak bu konudaki kararlığımızı ortaya koyarak herkesin buna göre tavır almasını istedik. Kamu yöneticilerimiz, valilerimiz, kaymakamlarımız, güvenlik güçlerimiz ne kadar değişti, bunu en iyi sizler bilirsiniz. Eski otoriter devletin temsilcileri değil, şefkat ve adalet dağıtan bir devletin temsilcileri olarak görev yapıyorlar. Eski karakollar, polis merkezleri değişti ve oralar insani merkezler oldu. Polisin imajı değişti. Böylece Türkiye değişti ve devlet değişti ama bu değişimi hala görmeyenler var.
    
     -AB rüzgarının demokratikleşme sürecinde büyük faydalarını gördük-
    
     AK Partinin temel çabasının Türkiye demokratik bir ülke olmasını sağlamak olduğunun altını çizen Atalay, Avrupa Birliği (AB) sürecini en çok bu açıdan arzu ettiklerini bildirdi. İç mekanizmalarla demokratikleşmeyi yeterli hızla sağlama imkanı bulamayacaklarını düşünerek AB rüzgarını da arkalarına almak istediklerini anlatan Atalay, AB rüzgarının demokratikleşme sürecinde büyük faydalarını gördük. Amacımız bütün renkleri ve farklılıklarıyla bir bütünlük ve kardeşlik içinde bu ülkede yaşamak. Onun içinde geçmişteki haksızlıkları bir bir kaldırıyoruz. Bu ülkede Kürt kökenli kardeşlerim çok iyi bilir. bu ülkede anadil konuşulamazmış ve yasaklanmış. Bırakın konuşmayı anadilde şarkı söylenemiyormuş. Vana örneklerini dinlendim. Bir düğünde Kürtçe şarkı söylendiği için ne cefalar yapılmış. Türkiye bu yollardan geçmiş. Çok değil 10 yıl önce vardı ama bunlar çok uzaklarda kaldı. Bir daha onlara dönülmez. Benim başörtülü kız kardeşim başörtüsüyle üniversiteye gidecek, alevi vatandaşımı kendi inancını yaşayacak, Kürt vatandaşım kendi dilini konuşacak, Türkiye bütün renkleriyle bir arada bütünlük ve kardeşli içinde yaşayacak dedi.
    
     -Okullarda Kürtçenin seçmeli ders olması-
    
     Türkiyenin büyük ve imkanları çok olan bir ülke olduğunu anlatan Atalay, asırlarca aynı medeniyet içinde bütünlük içinde yaşadıklarını kaydetti.
     Geçmişte şarkısı bile söylenmesi yasak olan Kürtçeyi devlet şimdi okulunda öğrettiğine dikkati çeken Atalay, konuşmasına şöyle devam etti:
     Hükümetin son kararı okullarda vatandaşlarımız ve öğrencilerimiz isterse devlet vatandaşın Kürtçe ve Arapça gibi kendi anadilini seçmeli dersle öğrenme imkanı getirdi. Gelinen noktayı siz takdir edin. Devletin televizyonunda 24 saat Kürtçe yayın yapılıyor. Siyasetçi propagandasını vatandaşın anadilinde yapabilme imkanı getirildi. Bunun için seçim kanunu değişti. Bunu birileri istiyor diye yapmadık. Bu AK Partiyi kurarken tüzüğünde yazdık. Bunların istenmesine ve talep edilmesine gerek. Efendim, cezaevinde çocuk mahkum, anne ziyarete gidiyor, onunla kendi dilinde konuşamıyor. Garip anne Türkçede bilmiyor. Tercümanla konuşuyor. Böyle bir şey olur mu- Bunların hepsi vatandaşın devlete olan güveni sarsmış. Biz o güveni tekrar sağlamak için bu çalışmaları yapıyoruz. Vatandaşlarımızın bunu iyi değerlendirmesi, devletin ne kadar değiştiğini görmesi lazım.
     Atılan demokratikleşme adımların bir kesim için değil ülkede yaşayan herkes için atıldığını dile getiren Atalay, herkes kendi açısında bu özgürlüklerden faydalanacağını kaydetti. Devletin geçmişte yaptığı yanlışlıkları düzeltmeye çalıştıklarını ifade eden Atalay, artık devlet adına hareket edenlerin değiştiğini söyledi.
     Bu değişimin çok kolay olmadığını anlatan Atalay, kuralları, kanunları kolay değiştirmenin kolay ancak en zor olan insanın değişmesi olduğunu belirtti. Hala birtakım sıkıntıların olabileceğine işaret eden Atalay, bunların da en kısa zamanda giderileceğini inandığını vurguladı.
     Bölgenin kalkınması için yapılan yatırımların herkesin malumu olduğunu dile getiren Atalay, bölgesel kalkınmayla birlikte hayat standartlarının değişmeye başladığını kaydetti.
    
     -Yüksekovada havaalanı yapıyoruz, birileri bundan rahatsız oluyor-
    
     Hükümet olarak Türkiyenin en ücra köşesi olan Hakkarinin Yüksekova ilçesinde havaalanı yaptıklarını ancak birilerinin bundan rahatsız olduğuna dikkati çeken Atalay, şunları bildirdi:
     Buralara yatırım yapılmasından rahatsız olan o birileri havaalanı inşaatını engellemeye çalışıyor. Havaalanı gelmesin ve bu bölge geri kalsın diye müteahhitlerin iş makinelerini yakıyor. Çünkü bu bölge geri kalırsa istismar alanları oluşacak. Devletin ve bizim çabamız, istismar alanlarını ortadan kaldırmak. İyi niyetli olanlar için bu ülkede ve bu bölgede hem kardeşlik hem kalkınma gelişiyor. Böylece terörün zemini yok ediliyor. Terörde iyi olmaz ama terörü destekleyenlerde biraz makul ve iyi niyet varsa şunu iyi bilsinler terörün asla ve asla iyi bir niyeti yok. Terörü de bitirmek ileri adımlar attık. Terör şu günlerde Türkiyenin ilerlemesinden, büyümesinden, gelişmesinden rahatsız olanların taşeronluğunu yapıyor. Genel ifadeleri sevmem ama bunları bilerek söylüyorum. Şu anda bölge AK Parti teşkilat çalışanları ve ilçe başkanlarımız kaçırılır. Ne yapıyor ki bu parti. Bu parti ülkenin kardeşliğini geliştiriyor, ülkenin kalkınmasını sağlıyor. Tabii ki terörün zeminin yok etmeye çalıştığı için birileri partimizden rahatsız oluyorlar. Ama bizim kardeşlerimiz, bölgemizin güzel insanları eminim artık her şeyi çok daha iyi değerlendiriyor ve değerlendirecek.
    
     -Herkes teröre ve şiddete karşı ortak tavır almalı-
    
     Artık herkesin teröre ve şiddete karşı ortak tavır almasını arzuladığını ifade eden Başbakan Yardımcısı Atalay, terör ve şiddetle elde edilecek hiçbir hak ve hukukun olmadığına dikkati çekti.
     Hükümetin ve AK Partinin hak ve hukuk konusunda bütün düzenlemeleri yaptığını ve daha ilerilerini de yapmaya devam edeceğini dile getiren Atalay, Bunu en fazla bölgedeki vatandaşlarımız değerlendirecektir. Elimizi vicdanımıza koyarak çocuklarımızı düşünerek bu konudaki tavırlarımızı öyle koyalım. Bütün samimiyetimizle nerede bir adaletsizlik varsa onun üzerine gidiyoruz. Hiçbir yerde zulme izin vermeyiz. Ülkemizin dışında da haksızlığa destek vermedik ve vermeyiz. Allah bizden bunu sorar. İnşallah bu süreç böyle devam edecek. Bu güzel ülkemizde birlikte tarihte olduğu gibi bütün renklerimizle din, dil, ırk ve kültür gibi bütün renklerimizle Osmanlı ecdadımızın sağladığı denge içinde hayatımıza devam edelim. Kardeşliği zedeleyecek her davranış Türkiyenin büyümesini istemeyenlere zemin hazırlar diye konuştu.
     Hükümetin başlattığı Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin devam ettiğini söyleyen Atalay, burada hiçbir aksama söz konusu olmadığını vurguladı.
    
     -Eli silahlı terör örgütü olduğu müddetçe operasyonlar devam eder-
    
     Eli silahlı terör örgütü olduğu müddetçe tabii ki operasyonlar olur ve güvenlik güçleri operasyon yapacaktır diyen Atalay, buna karşı doğusuyla batısıyla herkesin ortak ve kararlı tedbirler alarak birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
     Kürt aydını teröre karşı birleşmesi gerektiğini kaydeden Atalay, Kürtlerin asıl temsilcisi AK Parti olduğunu vurguladı.
     Bölgede en çok oyu ve en fazla milletvekili çıkaranın AK Parti olduğuna işaret eden Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     Kürtlerin temsilcisi olduğu iddiasıyla ortaya çıkan siyasi partinin kendisi vesayet altındadır. Vesayetlerini ortadan kaldıramıyor ve teröre karşı tavır alamıyorlar. Kürtlerin hakkını ve hukukunu biz savunuyoruz.
    
     Muhabir: Yahya Öylek
     Yayıncı: Selçuk Aval
<< Önceki Haber Başbakan Yardımcısı Atalay: Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER