Davutoğlu:1Kasım seçimlerinden sonra Türkiye'de çok istikrarlı bir dönem başladı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de 1 Kasım seçimlerinden sonra, çok istikrarlı bir dönemin başladığını söyledi. Resmi temaslarda bulunmak üzere İran'ın başkenti Tahran'da bulunan Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanı yardımcısı İshak Cahangiri ile ortak basın toplantısı düzenledi. İran'ın nükleer anlaşmayı imzalamasından sonra önünün açıldığını ve dünya ile entegre olmaya başladığını ifade eden Davutoğlu, Tahran'ın bu yeni döneminde en çok Türkiye'nin memnun olduğunu belirtti. " Dostlar zor günde belli olur" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, İran'ın zor döneminde hep yanında olduklarını hatırlattı. Davutoğlu, Türkiye'de 1 Kasım seçimlerinden sonra, çok istikrarlı bir dönemin başladığını bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini duyurdu.

Ahmet Davutoğlu, İran'ın nükleer anlaşma sebebiyle dünya ekonomisine entegrasyonunun devam edeceğini dile getirdi. Başbakan, nükleer sorunun çözümünden sonra İran'ın yeni dönmede ekonomik olarak önünün açılacağını belirtti. Davutoğlu, iki ülke arasında 30 milyar dolar ticaret hacminin önündeki en büyük engelin de kalktığını beyan etti. Başbakan, heyetler arası ve baş başa görüşmelerde yeni dönemi daha iyi değerlendirmek için görüş alış verişinde bulunduklarını beyan etti. Davutoğlu, İran ile birlikte ekonomik havza oluşma konusunda önemli karalar aldıklarını dile getirdi. İran'ın Türkiye'nin Asya'ya açılan kapısı, Türkiye'nin de İran'ın Avrupa'ya açılan kapası olduğunu hatırlatan Davutoğlu, iki ülkenin bir birini tamamladığının altını çizdi. Ahmet Davutoğlu, İran'ın büyük bir enerji üreticisi, Türkiye'nin de hem büyük bir enerji tüketicisi hem de transit ülkesi olduğunu ifade etti.

Bölgedeki kardeş kavgasının ortadan kalkması için İran ve Türkiye'nin önemli rol oynayabileceğini dile getiren Ahmet Davutoğlu, iki ülke arasında bazı konularda farklı görüş ayrılıkları olabileceğine işaret etti. Davutoğlu, Ankara ve Tahran'ın birlikte hareket etmesinin bölge için faydalı olacağını beyan etti. Davutoğlu, bölgenin kaderinin dış aktörelere bırakılmaması gerektiğinin altını çiz