Devlet geleneği: Suç ve delil icadı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Ekim 13 2018
Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak, illiyet bağını ve manevi unsuru sübuta erdirecek deliller bulunmadan, suç ve delil icat etme pratiğiyle ağırlaştırılmış müebbete mahkum edildiler.

Ümit Kardaş - Artıgerçek.com

 
15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra çok sayıda gazeteci, akademisyen, yazar, iş adamı ve bürokrat hakkında başlatılan soruşturmalarda, en baştan itibaren ceza muhakemesi hukukuna yani usule aykırılıklar yaşandı.

Ceza muhakemesi hukuku doktrini ve CMK düzenlemeleri delilden sanığa gidilmesi ilkesini kabul etmiş bulunuyor. Bunun anlamı engizisyon dönemi ikrar sisteminden vazgeçilerek, önceliğin delil toplamaya verilmesi, daha sonra sanığa ulaşılması, yeterli delil bulunduğunda kamu davası açılmasıdır.

Oysa görülmekte olan davalarda gözaltılar daha önce hazırlanan isim listeleri üzerinden delil toplanmadan  yapılmış, soruşturma aşamasında delil olarak kişilerin suç tarihinde legal olarak kabul edilen hak ve özgürlük kullanımlarıyla ilgili fiilleri suç unsuru sayılmış durumda.

Suçun işlendiği tarihte devlet iktidarı tarafından legal olarak kabul edilip, iktidar mensuplarının beyanlarıyla ve eylemleriyle meşrulaştırılan bir kısım gazete, vakıf, görsel medya, eğitim kurumları ve mesleki örgütlerde görevli olmak ya da buralarda bulunmak ya da bankada hesap açmak mahkemelerce delil olarak kabul edildi.

Hareket ile netice arasında illiyet bağı aranmadan, sanıkların hiyerarşideki yerleri ve aldıkları talimatlar delillendirilmeden, suçun manevi unsuru olan kastın varlığını gösterir kanıta ulaşılmadan çok sayıda mahkumiyet kararı verildi.

Hak ve özgürlük kullanımıyla ilgili fiiller üzerinden adeta delil icat edilmeye çalışıldı, icat edilen deliller üzerinden de suç icat edilerek ve hukuk felsefesince kabul edilemez olan “niyet okuma”larla ağır cezalar uygulanıldı.

Nitekim Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak, illiyet

Bu haberler de ilginizi çekebilir