Harun Tokak - Işık Süvarileri
İlk yaz günleriydi.
Uzun zamandan beri görmediğim bir dostum ziyaretime geldi.
Birkaç gün birlikte olduk. Hasret giderdik.
Geçmiş günlerden konuştuk, en çok da memleket muhabbeti yaptık.
Giderken çantasından bir kitap çıkardı.
Üzerinde “Işık Süvarileri” yazıyordu.
“Bunu Türkiye’den getirdim.” dedi. “İmzalarsanız sevinirim.”
Kitabı elime aldım. Arka kapaktaki,
“Işık Süvarisi bazan gurbet elde ıssız, ücra bir kasabada bir öğretmen…” diye başlayan yazıyı sonuna kadar okudum.
‘‘Ben sana “Bu Sevdanın Bedeli” kitabını imzalayayım. Bu bende kalsın. Bu, memleket kokuyor.”dedim.
Kabul etti.
Misafirim gittikten sonra “Işık Süvarileri”ni yeniden elime aldım.
Öylesine bir sayfayı açtım.
“Öğretmen Süleyman” yazısı çıktı karşıma.
Neredeyse yirmi sene önce yazdığım bir yazıyı sanki ilk defa okuyormuşum gibi sonuna kadar duygulanarak okudum.
Süleyman Öğretmeni ilk gördüğümde henüz otuz yaşlarında bir delikanlıydı. İri yapılı, uzun boylu, dolgun yanaklı, ipek saçlıydı.
İlk aşkına koşan bir yiğit gibi koşmuştu, Karahanlılar'ın başkentine..
Omuzları geniş, bakışları zirvelerdeki kayalardan bakan kartalı andırıyordu.
Derinlerden bakan gözleri kararlıydı.
Sanki dünyanın kuruluşundan beri hep oralardaydı.
O zamanki okulun derme çatma bir görüntüsü vardı.
Bugün gibi hatırlıyorum, “Süleyman Öğretmen anlat bakalım buralara nasıl geldin?” diye sorduğumu.
Önce pek konuşmak istemedi. Israr edince başladı anlatmaya; ‘‘Bu sevdanın bağrında ölmek güzeldir.’’ diyerek düştük yollara.
İçimize hicret ateşini atan Fethullah Gülen Hocaefendi’nin duasını almak için yanına gittiğimde; Kırgızistan'a gideceğimi öğrenmiş, ben
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar

SAFVET SENİH

CUMA KARAMAN

ERTUĞRUL İNCEKUL

HÜSEYİN ODABAŞI

ABDULLAH AYMAZ

Amerika rüyasını bitiren karar: Trump 36 yıllık vi...

Cem Küçük de battı: Ayakkabı firması ekonomik kriz...

Düşen uçak ile kule arasındaki son konuşmalar netl...

Gözaltına alınmaktan kurtulamadı: Özel laboratuvar...

AKP'li Şamil Tayyar'ın dediği çıkacak mı?


