“Hey gidi günler!”

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Şubat 6 2019
Fethullah Gülen Hocaefendi, çok yürekten bağlanmıştı 'İ'la-yı kelimetullaha' ve insanlığın kurtuluşunun Hizmet ile olacağına.

Tarık Burak - SAMANYOLUHABER.COM 

Fethullah Gülen Hocaefendi, çok yürekten bağlanmıştı 'İ'la-yı kelimetullaha' ve insanlığın kurtuluşunun Hizmet ile olacağına. O yüzden İzmir Kestanepazarı'nda geçirdiği o günlerin her anında hizmet etme çabası içindeydi. Küçük tahta bir kulübede yaşıyor, riyazat yapıyor, az yiyor, az içiyor, talabenin, vakfın, yurdun imkanlarından kesinlikle yararlanmıyordu. Kılı kırk yararcasına çok dikkatli yaşıyordu. En küçük bir şüphe dahi gördüğü sahalara asla yaklaşmıyordu.    
 Fakat, bütün bu samimi gayretleri bugün olduğu gibi o gün de hasetle engellenmek isteniyordu. Kestanepazarı'ndaki gerginlik gün geçtikçe artıyor, azalmıyordu. Güzelyalı tarafında bir ev bulmuştu Hocaefendi. Bir gece eşyalarını topladı ve talebelerin de yardımıyla bir arabaya yükledi. Ve gözyaşları içinde, gönlü hicranla dolu olarak Kestanepazarı'ndan ayrıldı... 

“Beni beş sene barındıran tahta kulübemi çok özleyecektim. Uzuvlarım vücudumdan koparılmış gibi oldum. Ben kulübemle, Kestanepazarı'yla ve onlardan da önemlisi canım kadar sevdiğim talebelerimle öylesine bütünleşmiştim...”

Hocaefendi, Kestanepazarı’ndaki tahta kulübesini yıllar sonra şöyle anlatacaktı:

“Belki bunlar sizin gelecekte iyi günleri idrak ettiğiniz zaman, geriye dönüp yüzüne bakacağınız günler olacaktır. Çok kimseler, tatlı günleri ileride arayacak, fakat siz yer yer dönüp gerilere bakacaksınız. Alınlarında nur tele’vü’ eden, çehreleri dırahşan, evlerinizin çehrelerine bakacaksınız. Emeğinizle kurduğunuz yurtlarınızın çehrelerine bakacaksınız, okullarınızın çehrelerine bakacaksınız ve camileri lebâlep dolduran genç delikanlıların çehrelerini tahayyül edeceksiniz ve bir gün sahabinin dediği gibi “Hey gidi günler” diyeceksiniz, “Meğer tatlı günler o günlermiş” diyeceksiniz. Belki ben de öyle di

Bu haberler de ilginizi çekebilir