Kim ayrılmak ister ki!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Ekim 31 2023
Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz'ın yazısı
ABDULLAH AYMAZ 

Biliyoruz ki, Medine’de Efendimizin (S.A.S.)  Mescidinde kılınan namaz başka mescidlerde kılınanlardan bin kat daha çok sevap kazandırır. Mekke’de Ka’be’de kılınanı ise yüz bin kat…  Durum böyle iken,  l-i Beyt  seyyidlerinin oraları terk edip başka yerlere hicret etmeleri çok zor olsa gerek…  Bunların yanında cedd-i emcedlerine dair yüzlerce hatıra da oralarda  bulunuyor. Nasıl terk edip gitsinler?
Halbuki Efendimiz (S.A.S.)  “Arz benim gözümün önünde dürüldü de bana meşrıkları ve mağribleri gösterildi…  Benim ümmetim  güneşin doğup battığı her yere gidecek. Benim ismim her eve girecek, kıldan bir çadır bile kalmayacak mutlaka benim ismim girecek”  meâlinde müjdeler veriyor. Bunlar sadece bir müjdeden ibaret değil; İstanbul’un fethi gibi hedef göstermektir…
Mescid-i Nebevî’de ve Kâbe’de kılınan namazların sevabından daha büyük sevaplar kazandırır. Bu hususta da Ehl-i Beytin seyyidlerinin herkesten çok buna uymaları gerekir. Onlar iç onarım yani kalbî tamiratla görevlidirler. Ama Emevîlerin bazı zâlimleri ile amca çocukları Abbasîlerin bazılarının saltanat hırsları yüzünden zulme ve mağduriyete uğramışlardır. Yezit gibi zâlim ve gaddarlar, bunlar Peygamber torunu oldukları için, halk tarafından desteklenir ve saltanat elimizden gider diye, şimdi ülkemizde cereyan eden süreç gibi bir tenkil, bir kökten kazıma harekâtına girişmişlerdir. Onun için mazlum ve mağdur seyyid ve şerifleri Medine ve Mekke’yi terkederek dünyaya dağılmak zorunda kalmışlardır. Dikkat edilirse M. Fethullah Gülen Hocaefendinin “Küçük Dünyam”da Ahlat’tan, Nurs’tan  anlatmaya başlamaktadır. Canlarını kurtarmak için ta oralara kadar gelmişler, sığınıp gizlenmişlerdir…
Peki kaderin izin verdiği bu kanlı olayların hikmeti nedir?  Evet Selçuklu ve Saltuklu gibi boylarda, imparatorluk kuracak güç, cesaret ve kabiliyet vardı ama, İslâmî şuuru gönüllerin

Bu haberler de ilginizi çekebilir