Yasama Yürütme ve Yargı gibi Diyanet Bağımsızlığı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Mayıs 2 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Hüseyin Odabaşı, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yıllardır tartışılan konumuyla ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Yasama Yürütme ve Yargı gibi Diyanet Bağımsızlığı
Günümüzde İslamiyet'in karşılaştığı en büyük sorun, muktedir siyasetçiler tarafından suistimal edilmesidir. Adeta dinimiz iktidar sahiplerinin elinde halk desteğini temin etme adına oyuncağa döndü. Mazlum, mağdur ve acziyet içindeki müntesipleri sebebiyle dinimiz kendi kurallarına göre hareket edebilme bağımsızlığını yitirdi. Ve devleti idare edenlerin dinin ruhuna uymayan muhalif emirleri ile de dinimiz topluma bakan yönleri itibarıyla özünü kaybetmekle karşı karşıya kaldı. Dinini samimi bir şekilde yaşamak isteyenler ise dinin özü ile zaman zaman devleti idare edenlerin dayatmaları arasında tercih yapmak zorunda kaldılar. Bu dayatmalar karşısında dinin özünü bozmamayı tercih eden bir avuç Müslüman haliyle zülüm, baskı ve muhaceretlere maruz kaldı.

Aslında sultanlık veya krallık kuvvetini kullanarak din adına ortaya çıkan, fakat dinin ruhuna uygun olmayan emir, istek ve dayatmalarda bulunanların olması, İslam tarihi kadar, hatta dinler tarihi kadar eski bir sorundur. Bu kadim sorunlara çözüm bulamadığımızdan dinini samimi bir şekilde yaşamak isteyen ailelerin yerinden yurdundan sürgünlere gitmelerine sebep olan acı dramlar, tarihten beri günümüze kadar tekrar edip durdu.

Bu kabil sorunların çözümü için insanlık, iki asır öncesinden itibaren daha adil bir yönetim seviyesine ulaşmak maksadıyla bir insanın beden yapısındaki sinir, solunum ve damar sistemlerinin birbirinden yarı bağımsız olarak fonksiyonlarını icra etmeleri gibi devletlerin yapısı içinde de yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığına anayasa içinde yer verilmesine karar verdi. Verilen onca mücadelelerden sonra Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi (1776) ve Fransız Devrimi (1789) ile birlikte özellikle Avrupa kıtası, yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığı fikrini anayasaların temel maddesi haline getirdi.  Bu gibi rüzgarların etkisiyle Osmanlı’da Tanzimat Fermanı (1839) ilan edildi. Şair Şinasi de yürütme erki olan sultanın yetkilerini çerçeveleyen bu fermanın banisi Mustafa Reşit Paşa’yı yere göğe sığdıramadı:

"Bir ıtı

Bu haberler de ilginizi çekebilir