Hizmet Hareketi’nin Dünü Bugünü-2

M. Ertuğrul İncekul

M. Ertuğrul İncekul

12 Mar 2024 11:12
  • Birlikte Yaşama ve GYV
    1986-1996 Fethullah Gülen’in toplumda çok görünür olduğu yıllardır. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı dünyanın büyük ihtiyaç duyduğu "Birlikte Yaşama Tecrübesi"nin dünyaya sunulmasına katkıda bulunmak amacıyla 1994 yılında kuruldu. Vakfın açılışı dolayısıyla, 29 Haziran 1994’te İstanbul Dedeman Otel’inde ilk defa, toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren yemekli bir toplantı düzenlendi. Türkiye tarihinin bana göre çok farklı kesimlerini bir araya getiren ilk geniş katılımlı diyalog toplantısıydı. Prof. Toktamış Ateş, Barış Manço, CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, Cem Karaca gibi farklı isimler o gecede bir araya geldiler.


    Fethullah Gülen, o günlerde büyük yankı yapan “Demokrasiden geriye dönülemez” konuşmasını yaptı. Özetle diyordu ki: “Artık dünyada demokrasiden dönüş¸ söz konusu değildir. Bu demokrasi süreci içinde aynı zamanda dindar insanlar dinleri, diyanetleri adına demokratik hak ve hürriyetlere sahip olacaklar. Böylece daha engin hizmet etme imkânı bulacaklardır… Biz demokrasiden yanayız. Bizi demokrasinin öşrüne bile layık görmüyorlar…” diyordu. 


    Gazeteci ve Yazarlar Vakfı, Abant, Kadip, Medialog, Diyalog Avrasya, Kadın, Kültür&Sanat ve Araştırma Merkezi gibi önemli projeleri bünyesinde topluma kazandırdı. 


    Abant Toplantıları


    Abant Platformu, 1998 yılında kurulan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın desteklediği bir çalışma grubuydu. İsmini Bolu dağları arasında yer alan Abant'tan almıştır. Toplumda bir soruya cevap teşkil edecek ya da ihtiyacı karşılayacak aktüel ve kültürel nitelikli bütün konuları gündemine alabiliyordu. Abant Platformu, yerel bir platform olmasına karşın, uluslararası programlar düzenlemekteydi. Abant toplantıları aydınlar için bir kavşak noktasıydı. Bu toplantılarla aydınlar, küresel sürece katkı sağlamaktaydı. 34. ve son Abant toplantısı 31 Ocak-2 Şubat 2016 tarihleri arasında yapılmıştı. Türkiye'nin birlikte yaşama kültürüne, demokrasi ve sağduyunun gelişimine ciddi katkı sağlamıştır.



    Papa ve farklı dini liderleri ziyareti 


    1980’lerin başından itibaren Fethullah Gülen’in dinler arası diyalogun geliştirilmesi için aktif faaliyetleri başladı ve çevresini teşvik etti. Gülen’in düşünce dünyasında öteki diye bir kavram göremezsiniz. Öteki olmayı insanın konumuna saygısızlık olarak, menfi anlamda görür. Diyalog faaliyetlerini de çağdaş dünyada birbirimizi anlama sorumluluğu ile başlatmıştır. 1990’larda Rum Ortodoks Patriği Bartholomos ile iyi ilişkiler kurmuştur. 


    Fethullah Gülen'in dinlerarası münasebetleri Doğu Kilisesi ile sınırlı kalmıyor. Mart 1997'de, Gülen Papa'ya bir mektup gönderir ve Jean-Paul bu mektuba hediyelerle cevap verir. Bu arada, Türkiye Piskoposluk Konferansı Genel Sekreteri ve Papalık Büyükelçiliği "Ataşesi" Mgr. Maroviç, Ankara'daki Papalık Büyükelçiliğini Papa ile Gülen'in buluşmasının önemi ve uygunluğu konusunda ikna eder. Çok yüklü programına rağmen Papa 1998'in şubat ayında görüşmeyi kabul eder. Vatikan Radyosu o sıralar bu buluşmayı ana haber saatinde "ilk" haber olarak verir. 


    Zaman Gazetesi, Samanyolu TV 


    Zaman Gazetesi 3 Kasım 1986 tarihinde kurulmuştur. 2012 yılında bir milyonu geçen tirajı ile Türkiye’nin en çok okunan gazetesi olmuştur. Çok farklı düşünceden yazarlardan bir araya gelen Zaman Gazetesi Türkiye için ciddi bir haber kaynağı ve referansı olmuştur. Aynı zamanda bir okul gibi çalışan gazete bünyesinde başka gazete ve dergilere de öncülük yapmıştır. Cihan Haber Ajansı (CHA), Today's Zaman, Aksiyon Dergisi gibi Türkiye’de alanında en zirveleri tutan kurumlara dönüşmüştür.


    Samanyolu TV (STV), 13 Ocak 1993 tarihinde yayın hayatına başlamıştır. Bünyesinde pek çok kanalın yayın hayatına başlamasına zemin hazırlamıştır. 5 dilde yayın yapmıştır. Samanyolu Haber, Mehtap TV, Irmak TV, Ebru TV, Yumurcak TV, Burç FM, Dünya FM, Küre TV, Dünya TV, MC EU TV gibi pek çok kanalı bünyesinde toplamıştır.


    Üniversiteler 


    Fatih Üniversitesi, Büyükçekmece, İstanbul'da yerleşik vakıf üniversitesiydi. Türkiye Sağlık ve Tedavi Vakfı tarafından 18 Ocak 1996'da kuruldu. Açılışını dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gerçekleştirdi. İngilizce ve Türkçe ile öğretim yapan üniversite, Almanca, Fransızca, Rusça, İspanyolca derslerini de seçmeli ders olarak vermekteydi. Sonraki yıllarda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında Fatih Üniversitesi tecrübesine dayalı onlarca Vakıf Üniversitesi açıldı.


    IFLC Uluslararası Dil ve Kültür Festivali 


    2003 yılında 17 ülkeyle başlayan o yıllardaki adıyla Türkçe Olimpiyatları, ilerleyen yıllarda hem ülke sayısı hızla artıp yüzleri aştı. Salonlarda başlayıp, statlara sığmayan bir organizasyon, dört kıtadan gençleri birleştiren Uluslararası Dil ve Kültür Festivali'ne dönüştü.


    Amerika yılları 1999- 


    İstanbul ve ABD’deki doktorlar, Hocaefendi’nin zaman kaybetmeden baypas ameliyatı olması gerektiğini ısrarla ifade ediyorlardı. Ancak, Hocaefendi 1999 yılına kadar buna itiraz ediyordu. Doktor M. A. 22 Şubat 1999 günü için randevu ayarlamıştı. Ancak, Minnesota’da hava sıcaklığının eksi 40 dereceye kadar düşmesi üzerine İstanbul’daki ziyareti sırasında Hocaefendi’yi tedavi için ABD’ye davet eden Profesör Sait Tarhan, randevunun biraz ertelenmesini istedi. Böylece yeni tarih 22 Mart 1999 oldu. Randevu zamanı olan Mart ayına gelindiğinde ise ortalıkta birtakım dedikodular dolaşmaya başlamıştı. Söylentilere göre Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Nuh Mete Yüksel, Hocaefendi hakkında soruşturma açmıştı. Hocaefendi, böyle bir durumda ABD’ye gitmeyi doğru bulmuyordu. Zira, savcı böyle bir soruşturma açmışsa, ifade vermemek için ABD’ye gittiği şeklinde algılanabilirdi. Hal böyleyken bir tevafuk üzerine, Hocaefendi’nin yakın bir arkadaşı havaalanında karşılaştığı Başbakan Bülent Ecevit’e bu durumu iletti. Ecevit, Hocaefendi’yi telefonla arayarak: “Sağlığınız çok önemli. Sizinle ilgili böyle bir soruşturma olsa haberimiz olurdu. Lütfen tedavinizi aksatmayın ve ABD’ye gidin” dedi. Yürütmenin başında olan bir insanın bunu söylemesi önemliydi. Zira, böyle hassas bir konuda açılmış bir soruşturma varsa Ecevit’in haberi olurdu.


    Hocaefendi, ameliyat değil de Mayo Clinic’te genel bir sağlık kontrolünden geçmek için ABD’ye gitmeye razı oldu. Böylece, Fethullah Gülen Hocaefendi, 21 Mart 1999 günü ABD’nin Chicago kentine gitti. Bu şekilde hala devam eden gönüllü sürgün ve Amerika yılları başlamış oldu. 1992’de Chestnut Vakfı tarafından satın alınan Pensilvanya bölgesindeki kamp evlerinin olduğu bölgede halen yaşamaktadır. Hocaefendi’nin canı gibi sevdiği, her bölgesinden topraklar getirdiği ülkesinden ayrılmış oldu. 2006 yılında kaleme aldığı “Hatıralar ikliminde küçük bir seyahat” yazısı gözden kaçan önemli bir nostalji ve hatıra yazısıdır. Fethullah Gülen'e 1999 yılında DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından açılan davadan Haziran 2008 yılında Yargıtay tarafından beraat kararı verilmiştir.


    Özellikle Amerika yılları müstakil çalışmalarla ele alınması gereken, birçok araştırmaya kaynaklık edecek yıllardır. Türkiye'nin son 25 yıllık siyasi, sosyo-kültürel değişimini de anlama açısından Hizmet Hareketi'nin yakın tarihçesi detaylı araştırmalar yapacak akademisyen ve gazetecileri bekliyor.


    En etkili 100 entelektüel 


    2008 yılında Foreign Policy, yaşayan en büyük 100 entelektüeli İngiltere'de çıkan Prospect dergisi ile ortaklaşa belirledi. Derginin hazırladığı entelektüeller listesinin dini liderler bölümünde Fethullah Gülen'de en etkili isimler içerisinde sayıldı. 


    Örnekleri Kendinden Bir Hareket 


    Prof. Mümtaz’er Türköne’nin tesbiti ile Hizmet Hareketi’nin dayandığı ana dinamiklerden üçü,  sivilleşme, yerelleşme ve gönüllülük esasına dayanması diyebiliriz.  2008 Nevval Sevindi röportajında Fethullah Gülen aidiyetini şöyle ifade ediyordu: “Bizim Avrupalı da bir yanımız var. İslam dünyası ile de var.” Bu ifade bile Hizmet’in evrensel bir alana ait olduğunu gösteriyor. Hizmet Hareketi’nin açtığı okullarda eğitim anlayışını iki kelime ile özetle deseniz; Bilimi esas alan araştırma, hakikat aşkı ve ahlaki değerler eğitimi diyebiliriz.  


    Fethullah Gülen’in “Örnekleri Kendinden Bir Hareket” yazısında anlattığı gibi bu hareketin dünyada tam bir örneği yok, o yüzden Hareket hakkında yapılan karşılaştırmalar hep eksik kalıyor. Yine Hizmet Hareketi’ni Fethullah Gülen Hocaefendi’nin tanımı ile tanımlayacak olursak” Artık Hizmet Hareketleri var.” Yani lokal anlamda kendini Hizmet Hareketi’nin bir gönüllüsü görenlerin o beldede veya farklı coğrafyalarda bir araya gelişleri, meşveretleri, üretimleri ve başta kendi yakın çevremize sonra da bulunduğumuz ülke insanına götüreceği, sunacağı rehberlik, eğitim, diyalog veya kültürel aktiviteleri var, yani Hizmet Hareketi diyoruz. Muhammed Çetin “ Hizmet üzerine sorular ve cevaplar / Hizmet: Questions and Answers on the Hizmet Movement”  kitabı referans bir kitap olarak okunabilir. 


    Hak ihlallerinin dünyaya duyurulması ve STK’ların kurulması.


    Türkiye’de halen yaşayan Hizmet gönüllüsü insanlara maddi olarak sahip çıkmak, Türkiye ‘de yaşanan hukuksuzlukları, zulmü tüm dünyaya duyurmak gibi bir sorumluluğumuz da var. Bu amaçla 15 Temmuz 2016 darbe muammasından sonra özellikle Avrupa ve Amerika başta olmak üzere ana merkezlerde İnsan Hakları Savunucusu dernekler açıldı. Bünyelerinde farklı dillerde bültenler yayınlıyor, programlar düzenliyorlar. Strazburg’da özgürlük yürüyüşleri yapıldı. Avrupalı hakimlerden kurulu temsili mahkemeler kuruldu. Kitaplar yazıldı, belgeseller çekildi. Ve bu faaliyetler gelişerek devam ediyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AIHM, Hizmet mensuplarının hak ihlallerine uğradığını hükmetti ve yaptırımlar uygulamaya başladı. Uluslararası Gazeteciler Derneği IJA bünyesinde birçok sürgün gazeteci azim ve kararlılıkla faaliyetlerini sürdürüyorlar. 


    Düşünce dünyasının zenginliği


    Fethullah Gülen Hocaefendi dünyaya, varlığa, insana ve tarihe bütüncül bir perspektiften bakan  bir gelenekten geliyor. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin düşünce dünyasında Doğulu ve Batılı pek çok ünlü ismin izlerini görebiliriz. İslami kaynaklara, vicdani kültüre çok hakimdir. Bu konuda Dr. Ergun Çapan'ın iki makalesine bakılabilir. Ders ve tedris metodu 


    Risale-i Nur'ları özümsemiştir. Hocaefendi’nin zihin dünyasında Tagor, Goethe, Gandhi, Vahapzade, Aytmatov, Mahtumkulu Pıragi, Abai Qunanbaiuly gibi çok farklı milletlerden isimleri , Kant, Nietzsche, Balzac, Rousseau, Kafka gibi referans yazarlar ve eserlerinin tesirini, Aristo’nun tasavvuri mantığının önüne Batı’dan Descartes, Bertrand Russel, Bacon, Doğu’dan Bediüzzaman gibi dahilerin, Mehmet Akif, Necip Fazıl, NurettinTopçu, İkbal, Şeriati, Peyami Safa, Gökalp, Yahya Kemal gibi pek çok topluma yön veren fikir ve düşünce insanlarının etkisini görebiliriz. Düşünce prizmasını hem İslami, hem de evrensel boyutuyla tekamül ettirebilmiştir. Bu açıdan 20. ve 21. Yüzyıla sosyo-kültürel ve İslami olarak büyük bir etki bırakacak fikir ve aksiyon insanı olarak ismini yazdırmıştır.


    Farklı Milletlerin entelektüel bakışı ile Gülen 


    Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili çok güzel eserler kaleme alındı. Arap coğrafyasına hitap eden Arapça olarak yayınlanan Hira Dergisi bir çok önemli çalışmaya imza atmıştır.  Faslı alim Dr. Ferid El-Ensar  “Süvarinin Dönüşü” ,  Mısırlı alim Prof. Dr. Muhammed İmara’nın kaleme aldığı ‘İslam medeniyetinin ruhu’ gibi eserler yazıldı. Dr. M. Saîd Ramazan el-Bûtî, Prof. Dr. Muhammed Umarâ gibi pek çok alim ve fikir insanı bu oluşuma destek verdiler. 
     

    Yabancı aydınlardan, Jill Caroll ( A Dialogue of Civilizations- Medeniyetler Diyaloğu, Gülen'in İslami Öğretisi ve Hümanist Söylem ), Oxford Üniversitesi’nden Paul Weller,( Fethullah Gülen’in Öğretisi ve Uygulaması ve Geçiş Sürecinde Hizmet İslam’dan Esinlenen Bir Hareketin Avrupa’daki Gelişmeleri) , Jon Pahl ( Bir Hizmet Hayatı), Uluslararası İlişkiler Profesörü Anwar Alam’ın İngilizce kaleme aldığı, For The Sake Of Allah, The Origin, Development, And Discourse Of The Gulen Movement –Allah Rızası İçin: Hizmet Hareketinin Kökeni, Gelişimi ve Söylemi kitabı,  Georgetown’da öğretim üyesi olarak görev yapan Profesör Ori Z Soltes’in kaleme aldığı, “Düşünce ve aksiyon arasında: Fethullah Gülen üzerine bir entelektüel biyografi” (Between Thought and Action: An Intellectual Biography of Fethullah Gülen) gibi bir çok farklı fikirleri temsil eden düşünce insanlarından harika eserler, biyografiler yazıldı. Farklı ve entelektüel bakış açıları, tespitleri, analizleri bugünkü ve gelecek nesillere çok şeyler söylüyorlar. 


    1966’da M. Fethullah Gülen Hocaefendi, İzmir’e ilk geldiği günlerde Yeni Bir Dünya şiirini yazmıştı… Bu şiir, günümüzde Dil ve Kültür Olimpiyatları’nda dünya çocukları tarafından hep birlikte seslendirilmektedir. Ne diyelim gelecek güzel günleri görürüz ya da göremeyiz ama şimdi yapabildiklerimiz ve imkanlarımızdan sorumlu insanlar olarak gün bugün! Dem bu dem…


    Kısaca kronolojik olarak yazmaya çalıştığım tarihçede eksik kalan pek çok hadise, gelişme, proje ve kurum vardır. Takdir edersiniz ki bir iki yazının hacmini çok aşan şeyler bunlar. Burada amacım kısa bir tarih turu ile hafızaları tazelemekti. 


    Detaylı okumalar için Tarık Burak’ın yazdığı seriyi tavsiye ederim. https://fgulen.com/tr/hayati-tr/asik-i-sadik-fethullah-gulen-hocaefendi






    12 Mar 2024 11:12
    YAZARIN SON YAZILARI