Doğru çıkarılan Rüya

Safvet Senih

Safvet Senih

05 Eki 2023 09:12
  • Peygamber Efendimiz (S.A.S.)  Hudeybiye’ye çıkmazdan önce rüyasında, Kendisini ve Ashabını güvenlik içinde başlarını kazıtmış ve kırkdırmış olarak Mekke’ye girmiş olduklarını görmüştü. Bu rüyayı Ashabına söylemiş onlar da Hz. Peygamber Aleyhisselamın bu rüyasının hak olduğunu bildiklerinden sevinmişler ve hemen o sene gireceklerini zannetmişlerdi. Umre yapamadan Hudeybiye’den geri dönünce münafıklar, “Vallahi!  Ne kazıttık, ne kırkdırdık, ne de Mescid-i Haramı gördük” diye nifak ve fesat çıkarmak istemişlerdi. Bunun üzerine Fetih Suresinin 27.  yeti nâzil, olmuştu. “Andolsun ki, Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz emniyet içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak korkmadan Mescid-i Haram’a  gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.”

    “FETHAN  KARÎB ”  Yakın bir fetihten maksat HUDEYBİYE  ANLAŞMASI…  Çünkü bu, on senelik bir anlaşma idi. Ondan önce savaşlar sebebiyle her iki taraf arasında çok büyük bir gerginlik vardı. Onun için gökten inci-mercan cevherler vahiy mesajı olarak yağıyordu ama bu gerginlik, psikolojik olarak o mucize ifadeleri anlamalarına engeldi. Yani intikamdan başka hiçbir şey düşünmeyen bu insanlara o söz mucizesi âyetler onların akıllarına ve kalblerine bir türlü girmiyordu.

    Fakat on senelik bir sulh anlaşması, atmosferi yumuşattı. Gözler açılmaya, kulaklar hakikatlara dikilmeye başladı. Kısa zaman sonra müşrikler içinde çözülmeler başladı. Halid Bin Velid ve  Amr İbn-i Ass  gibi üst seviyeden pek çok insan, hidayete erip Müslüman oldu.
    28.  yette “Bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberine hidayet ve hak din ile gönderen O’dur. Buna şâhit olarak Allah yeter.”  (48/27) buyuruluyor. 
    29.  yette ise: “Muhammed Allah’ın Peygamberidir. Onun beraberindeki müminler de kâfirlere karşı şiddetli olup kendi aralarında şefkatlidirler. Sen onları rükû ederken, secde ederken, Allah’tan lütuf  ve rızâ ararken görürsün. Onların alâmeti, yüzlerindeki secde izi, secde aydınlığıdır. Bunlar Tevrat’taki sıfatları olup, İncil’deki meselleri ise şöyledir: Öyle bir ekin ki, filizini çıkarmış, sonra da onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış da artık gövdesi üzerinde doğrulmuş. Öyle ki, ekincilerin hoşuna gider, kâfirleri de öfkelendirir. İşte böylece Allah, onlar gibi iman edip makbul ve güzel işler yapanlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (48/29)  buyurulmuştur.
    “Li yağîz”  Yani “gayz ve öfke içinde bırakmak içindir” demektir. Bu ifadenin riyazî değeri cifri hesapla 1950  tarihini gösteriyor. Malum bu tarih, ezanın aslına  döndürüldüğü, medreselerin ve dergâhları  kapatan iradenin sona erdiği ve bunu yapanların kin ve öfke içinde kaldığı tarihtir. 
    “Li yağîz”ın devamı olan “BΠ HİM” Yani “Onları” gayz içinde bırakmak için” ifadesindeki “Bİ HİM” nesnesinin cifrî değeri de “47” eder. Hepsi toplam olarak 1950+47=1997  tarihini gösteriyor. Bu tarih de 28 Şubat 1997’deki Şubat Soğuğuna işarettir.
    Son âyetin, son kelimelerinde de “MAĞFİRET”  ve  “ECİR”  kelimelerinin riyazî hesapları 2024 ve 2030 tarihlerini göstermektedir.
    Ama bütün bunlar birer işarettir. En doğrusunu Allah bilir…
    “Lâ ya’lemü’l-gaybe illallah”  “Gaybı Allah’tan başka kimse bilmez.”  Diyelim…
    Fetih Suresinin son âyetleri üzerinde Bediüzzaman Hazretlerinin Yedinci Lem’a’da geniş bir izahı vardır. Yedi –sekiz vecihle de alınmıştır. Gerçekten Kur’an’ın bu harika ifadeleri, yedi-sekiz cihetten mucizeliğini göstermektedir. Hatta harflerinin şahıslara varıncaya kadar gerçekten harika işaretler bulunmaktadır.

    05 Eki 2023 09:12
    YAZARIN SON YAZILARI