[ Fikret Kaplan ] Bediüzzaman’ın Vefası ve Son Günleri - 1

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Mart 19 2021
Samanyoluhaber yazarı Fiktet Kaplan 'Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin vefat yıl dönümü ' münasebetiyle bir yazı dizi yayınladı
[ Fikret Kaplan ] Bediüzzaman’ın Vefası ve Son Günleri - 1


Fikret Kaplan - Samanyoluhaber.com
 
Bu gönül insanı, ömrünün son günlerinde vefası gereği bazı yerleri ziyaret etme arzusundaydı… Uzun sürgün hayatı yaşadığı ve hayatı boyunca unutamadığı yerleri...  

İstanbul’dan hareket ederek Emirdağ’a, oradan da Eskişehir’e gitti. 
Isparta’dan da nur hizmetlerinin medresesi olan Barla’yı talebeleriyle birlikte ziyaret etti. 

Bu hatıralar şehrinin Bediüzzaman’ın gözünde çok kıymetli bir yeri vardı. Risale-i Nur burada telif edilmeye başlamıştı. 
Barla, Risale-i Nur dershanesinin ilk merkeziydi.

Güzel bir bahar günü Barla’ya geldi. 

Burada ilk Nur Dersanesi’ne inerken, yolda 1939 Şubat’ında vefat eden eski talebesi ve hizmetkârı Marangoz Mustafa Çavuş’un kapısının üzerindeki büyük kilidi görünce dayanamadı. Mübarek gözlerinden damla damla yaşlar boşandı.

Zübeyir Gündüzalp ve Tahiri Mutlu’nun kollarında dershanesine geldi. Kendini yalnız bırakmalarını istedi. Dokuz yıla yakın, üzerinde ibadet ve tefekkür ettiği çınar ağacına sarıldı; hüngür hüngür ağladı.

“Nasıl ki Resulullah (sav) hutbe okurken dayandığı kuru direğe Cennette baki kalması için dua etmiş, ben de bu çınar ağacının bir numunesinin Cennette halkı için dua ettim.” dediği biricik dostu Çınar Ağacı…  

Bu ağaç onun ibadetinin ve tefekkürünün rasathanesiydi. Bu gurbet diyarda uzun yıllar yalnızlığını paylaştığı arkadaşına sıkı sıkı sarıldı, hıçkırıklarla ağladı o vefalı insan. 
Ardından, hüzünlerine, ağlamalarına, dualarına ve insanlık için yakarışlarına şahitlik eden odasına girdi. İki saat kadar orada kaldı. Hazin ağlayışı dışarı

Bu haberler de ilginizi çekebilir