Çocukluğumuzun Ramazanları

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Mart 26 2023
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın Pazar yazısı:Çocukluğumuzun Ramazanları
Çocukluğumuzun Ramazanları

HARUN TOKAK 



Değerli hocamız Ahmet Kurucan, Ramazan vesilesi ile kısa bir sohbet yayınladı.
 Sonuna kadar dinledim.
Sohbetin konusu gurbet yurdundaki çocuklardı.
Bizim kuşağın çocukluğunda Ramazan anıları biriktirdiğini ama hasret yurdundaki çocuklarımızın bundan mahrum olduğunu söylüyordu.
Yerden göğe kadar doğru bir tespitti.
Değerli hocamız Ahmet Kurucan’ın da dediği gibi bizim kuşak, minare gölgelerinde, ezan sesleri arasında büyüdü.
Çocukluğumuzda biriktirdiğimiz en önemli hatıralar arasında Ramazanlar da vardı.
Sahurlar, salavatlar, tekbirler, salalar, iftarlarla iç içeydik.
Anamın soğuk bir kış gecesi “Oğlum oruç tutacaksan haydi kalk.’’ dediği o ilk sahuru hala hatırlıyorum.
Sırtını ocakta yanan ateşe vermiş olan babamın soğuktan titreyerek odaya girdiğimi görünce gülümsemesi, çocukluk anılarımın en güzellerindendir.
Ramazan benim için biraz da babamın o gülümsemesidir.
Sahur vakti, köyün yoksul evlerinin ışıkları bir bir yanardı.
Daha ilk günden bir Ramazan neşvesi sarardı fukara köyü. 
Ruhaniyet yağardı toprak evlerin üzerine.
Göklerden melekler inerdi sanki.
Her akşam, mabedin şırıl şırıl akan şadırvanın başında toprak evlerden gelen iftariyelik katmerlerle açardık oruçlarımızı. 
Bir yıl boyunca gaz lambasının aydınlattığı camide, Ramazan’da lüks lambası yanardı.
Teravih vaktinde, yaşlısı genci, kadını kızı çamurlu yollardan akın ederdi mütevazı mabede.
Kadınlar, sadece Ramazan’da gelirlerdi.
Bütün köy halkı; kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla orada toplanırdı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir